Kerem ve Barış, Aksel’le, işin içinde Zeynep’in de olduğu büyük bir kapışmaya giriyor.
Aksel, Barış ve Kerem’in peşini bırakamaya niyetli değildir. Üstelik, Kerem ile Zeynep arasında görünenin çok ötesinde bir şeyler olduğunu da sezmişken saldırılarını bu yönde planlar. Zeynep ise hem Barış hem de Kerem’den Aksel’den uzak durmalarını ister.
Tülin ise, Demet’e artık çok daha farklı bir gözle bakıp davranmaya başlar. Tülin’deki bu ani değişiklik Demet’i şüphelendirse de aslında hoşuna gider. Üstelik Melis ve Zeynep’in arası da düzelmiş ve bayağı arkadaş olmuşlardır.
Aksel kendisine yaptıklarını Kerem ve Barış’a ödetmenin bir yolunu bulur. Onları dışarda oynayacakları maça davet eder. Barış’ın takımı yenerse Aksel onlarla uğraşmayı bırakacak, ancak onun takımı galip gelirse Zeynep ile bir gece akşam yemeğine çıkacaklardır. Bunun fikri bile Kerem’i deli eder. Barış’tan böyle bir iddiaya girmemesini ister. Ancak Barış, Aksel’in gazına gelmiştir ve kabul eder. Barış’a göre nasıl olsa yenilmeyeceklerdir. Kararlaştırdıkları yer ve saatte maç başlar. Ancak resmi olmayan bu karşılaşmanın sürpriz bir misafiri vardır.
İddia malzemesi olduğunu Zeynep kısa sürede öğrenir. Herkes onun çok öfkeleneceğini düşünürken Zeynep kimsenin ummadığı bir tepki verir.
Demet, Tayfun, Tülin ve Cihan birlikte yemeğe çıkarlar. Tayfun’un kızı Ela da gelmiştir. Demet, Ela ile birlikte tuvalete gider. Çıktığında ise Ela ortada yoktur.
Maçın sonucu ne olmuştur? Yoksa Zeynep, Aksel ile yemeğe çıkacak mıdır? Ela kaybolmuş mudur, yoksa kaçırılmış mıdır?