Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı, Kanal D’de hafta içi her sabah saat 09.00’da “Neler Oluyor Hayatta” programında izleyici ile buluşuyor.
Ural ve Namlı, gündeme ve insana dair her şeyin konuşulduğu programdaki başarılarının sırrını açıkladı.
- Ekranın en dinamik, samimi ikililerinden birisiniz. Programa nasıl hazırlanıyorsunuz?
Hakan Ural: Programda olabildiğince samimi ve doğal olmak için önden akış çalışmam. Ama gündemi bilip takip ettiğimden çok da sürprizle karşılaşmam. Duamı eder, yayına çıkarım.
Nur Tuğba Namlı: Zinde ve enerjik güne başlamak için çok planlı yaşıyorum. Erken uyuyup erken kalkmam ilk hazırlığım. En geç 6’da gün başlıyor benim için ki; küçük kızım henüz 1 yaşında. Gece kaç kez kalkıyor olduğumu anneler tahmin eder. Evden çıkmadan bir kahve ve hemen kanala. Günlük gazetelerin hepsini okuduktan sonra yayın için görsel anlamda gereken tüm hazırlıklarımı yapıyorum; saç, makyaj, kıyafet seçimi. Sonrasında ise koordinatörümüz Reyhan hanımla hepsinin üstünden tüm detayları ile tek tek geçiyoruz.
- Nasıl her sabah aynı enerji ile izleyiciye "merhaba" diyorsunuz? Bu işin formülü nedir?
H.U: Formülü, önce çok çalışmak; gündemi en ince ayrıntısına kadar takip edip, bilgilenmek ve bunları en basit yalın haliyle ekranda aktarmak.
T.N: Mutlu ve enerjik olmak hayattaki en büyük tercihim. Aslında yaşadığımız her kötü olayda bile, olumlu tarafından bakılabilecek bir ayrıntı bulurum. Yaşanan her şeyde bir sebep vardır düşüncesiyle kendimi yükseltmeye çalışırım. Genelde hep gülmeye çalışıyorum, gülmek bulaşıcı bence... Kendinize ve karşınızdaki insana verilebilecek en güzel hediye! Bunu izleyiciye yansıtıp enerjik olabiliyorsam, o gün bir başka gülümsemeye vesile olabiliyorsam, ne mutlu bana...
- İzleyici sizi neden seviyor?
H.U: Allah izleyicinin ilgi ve sevgisini eksik etmesin. İzleyici ile ilişki insan ilişkisi gibi makul bir nedene dayanıyor. İzleyici içten, samimi, kibirsiz olduğumuzu, onlar için bir şey yapmaya çalıştığımızı anlayıp, hissediyor diye düşünüyorum.
T.N: Kendimiz gibi olduğumuz için olabilir. Dışarda kahve içerken de; toplantı yaparken de; yayın yaparken de biz neysek oyuz. Yayındaki tek fark stüdyo ortamında ışıklar altında olmamız. Programımızın adı gibi ‘neler, neler oluyor hayatta!’ Yaşanan acı, tatlı, mutlu, üzücü tüm olayları samimi bir şekilde aktarmaya çalışıyoruz. Bence bu samimiyet enerjisi ekrandan seyircilerimize ulaşıyor.
- Ekranda "uyumlu bir ikili" olmak, bunu izleyiciye hissettirmek
kolay değildir. Siz bu uyumu nasıl yakaladınız?
H.U: Uyumlu ikili olmak, samimi olup sevgiyle tolere edip güvenmekle ilgili. Bu frekansı yakalayınca uyum ortaya çıkıyor. Yoksa haftanın 5 günü saatlerce canlı yayın kolay değil. İstemeyerek de olsa birbirimizi kırıp yıpratabiliriz. Dört dörtlük insan yok. Ortada temel sevgi ve iyi niyete dayalı güven var ise uyum çıkıyor diye düşünüyorum.
T.N: Her zaman söyledim yine söylüyorum; Hakan ile birlikte ekranda olmak benim için çok büyük keyif. Her gün onlarca farklı olaya tanık oluyoruz; birlikte çok güldüğümüz de oluyor, bu nasıl böyle olabilir dediğimiz de. Senelerin verdiği birliktelikten, iletişimden doğan huzur ve güven var enerjimizde. Sanırım sırrımız bu. Buraya maşallah ekleyebiliyor muyuz?