İzmir’de işgalci devletlerin giderek güçlenmesi ve Türk halkının içine düştüğü vahim hal, herkesin umudunu kırmaya başlar. Dağıstanlı’nın, Ankara Hükümeti’nden bağımsız hareket etmek istemesi ve İzmir’e gelen Yunan General Filippos, Türk halkı için her şeyin daha da kötüye gitmesine sebep olurlar.
Milli mücadelenin gerekliliği için düzenli orduya katılması istenilen Dağıstanlı, kibri yüzünden teklifi kabul etmez. Efeler Meclisi ile birlikte İzmir’i kurtarabileceğini düşünen Dağıstanlı, İzmir’de yeni bir hamle planı yapar. Yunan General Filippos’un davetiyle İzmir’e gelecek Damat Ferit Paşa’nın söyleyeceği sözler büyük önem taşır. Damat Ferit Paşa’nın kimin düşman olduğunu beyan edeceği bu konuşması, Dağıstanlı tarafından engellenmek istenir. Yanık Efe, Damat Ferit Paşa’nın Dağıstanlı ve Mustafa Kemal Paşa’yı suçlayacağını ileri sürer.
Dağıstanlı çifliğindeki kadınların, Yunan askerleriyle çatışmaya girmekten çekinmediğini görünce şaşkınlığını gizleyemez. Başta Azize, kendi birliğini kurmak ister ve düşmanla çarpışmaktan çekinmeyeceğini dile getirir. Üstelik diğer Türk kadınları da Azize gibi düşünmekte ve savaşmaktan çekinmeyeceklerdir.