Mustafa Kemal Paşa, Dağıstanlı’nın başarılarından dolayı düzenli orduya katılmasını ister. Görevlendirilen subaylar, Dağıstanlı’dan hiç beklemedikleri bir cevap alırlar. Dağıstanlı, kibrinden dolayı kendisine verilen rütbeyi beğenmez. Dahası Ankara Hükümeti’nin düzenli ordusuna katılmayacağını, istedikleri taktirde kendi ordusuna katılım beklediğini belirtir. Dağıstanlı’yı düzenli orduya götürmek için gelen askerlerin de aklını çelmeyi başarır.
Bu haber Ankara’da şok etkisi yaratır ve İsmet Paşa, İzmir’e gelir. İsmet Paşa'nın gelişi Anadolu'nun dört bir yanındaki işgalci devletlere mücadelede yeni bir umut oluyor. İzmir'e gelen Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekili İsmet Bey, Cevdet ile bir araya gelir. Türk halkının amacının yalnızca savaş kazanmak olmadığını, aynı zamanda yeni bir fikir inşa etmek olduğunu dile getiren İsmet Paşa, bunun da Mustafa Kemal Paşa ile mümkün olacağını dile getirir.
Ankara Hükümeti ve İstanbul Hükümeti arasındaki fikir ayrılığı ve Yunan Ordusu'nun, İstanbul Hükümeti ile yaptığı işbirliği fikir çatışmasına yol açar. Mustafa Kemal Paşa, gönderdiği subaylar aracılığıyla başarı gösteren Dağıstanlı'nın da kendi tarafında savaşmasını ve düzenli orduya katılmasını teklif eder. Bu vazifeyi reddeden Dağıstanlı, sahip olduğu kibrinden ötürü kendi ordusuyla savaşacağını dile getirir. İsmet Paşa da Dağıstanlı gibi birliklerin sadece savaş kazanabileceğini ve bir sistem getiremeyeceğini savunur.
Öte yandan Azize’yi İzmir’de gören Spiros, hakikati Cevdet’e anlatmak ister. Azize’nin başına gelenleri anlatmak isteyen Spiros, İngiliz Charles Hamilton engeliyle karşılaşır. Cevdet’in ailesi için verdiği gizli vazifeyi yürütemeyeceğini düşünen Hamilton, Spiros’u durdurabilmek için hiç beklenmedik bir hamle yapacaktır.