Cevdet ve ailesiyle Ankara’ya gitmeyi planlarken, hayatın bambaşka bir yere sürüklediği Azize, ailesine sonunda kavuşur. Herkesin öldü zannettiği Azize de uzaktan kendi savaşını veriyordu. İlaç götürmek için gittikleri kıyıda Yunan Yüzbaşı’nın cinsel saldırısına uğrayan Azize, bunu Cevdet ve ailesinden saklayabilmek için Dağıstanlı’nın yanında yaşıyordu. Tevfik’in ölmeden önce Azize’nin yaşadığını itiraf etmesi Cevdet’i harekete geçirmişti. Cevdet, Azize’sine kavuşmuş; aile yeniden bir araya gelmişti. Bu mutlulukları baki olmaz. Zira 4. Kolordu Komutanı olarak atanan Cevdet’in yardımcısı, bizzat Azize’nin hayatını karartan Yunan Yüzbaşı’dır. Yunan Yüzbaşı’nın, Cevdet’in evine gelmesi büyük yüzleşmeyi de beraberinde getirir. Azize’nin karşı karşıya gelmesi üzerine Cevdet, silahını çeker ve alnının ortasından vurarak öldürür.
Cevdet’in bu hareketi hem Milli Mücadele hem de kimliğini gizlemesi adına tehlikeli sonuçlar doğurur. Yunan Ordusu’ndaki vazifesini sürdürmesi artık çok zordur. Dahası Ankara Hükümeti’nin 4. Kolordu Komutanlığı’na geçmesi yönündeki emrini de gerçekleştiremez. Azize ve İngiliz Charles Hamilton’ın korktukları başına gelmiştir. Cevdet, bu yaptığının hesabını verirken büyük bedeller ödemek zorunda kalacaktır. Cevdet’i kurtarma görevini üstlenen Azize, onun için her şeyi yapmaya göze alır hale gelir.
Yunan Ordusu ise uzun zamandır planladığı taarruzu gerçekleştirir. Lakin Türk Ordusu’nun vatanlarını korumak için geri adım atmayacaklarından habersizdirler. Yunan Ordusu’nun hamlesi, hiç beklemedik bir karşılık alacaktır.