Ölüm kalım savaşı veren Mesut’un kalbi duruyor.

Mesut götürüldüğü sağlık ocağındadır ve kalbi durmuştur. Elektroşok ile geri getirilmeye çalışılır. Reşat Hoca ile Yavuz gelir ve ellerinden gelen tüm çabayı gösterirler. Mesut’un kalp atışları geri gelir. Ancak sevinmek için erkendir. Ortam hiç hijyenik değildir ancak, kıpırdatma şansı olmadığı için ameliyata başlanır. Bu sırada Aylin, Tunç’un uyandığı haberini verir. Ancak kimse bir şey diyemez. Rıza, artık ameliyathane kapılarında evlatlarını beklemekten, onları kurtarmaya çalışmaktan fazlasıyla yorulmuş ve bitkindir.  Rıza, Ayla ile konuşur ve herkes tembihlenir. Tunç kendine gelip babasını sorduğunda hiç kimse durumdan bahsetmeyecektir.

Cevher kolundan yaralıdır. Nusret Kaptan ile Mesut’un ölüp ölmediğini konuşurlar. Cevher, “İnşallah ölmüştür” der ve ölmediyse ölene kadar devam edeceğini söyler. Celalettin yeni bir ihale daha geldiğinden bahseder Cevher’e. İhale büyüktür. Suriye ordusundan subay Sadık da bu işte yanlarında destek olacaktır. Celalettin’in amacı Mesut’un tutulduğu sağlık ocağını basıp, tüm ekibi ortadan kaldırmaktır. Bilgiyi MİT almıştır. Arif Müdür’e bildirilir. Arif Müdür de soluğu Rıza’nın yanında alır.  Herkesin can güvenliği için Mesut’un acilen şehirdeki hastaneye götürülmesi gerekmektedir. Mesut solunum desteğine bağlı olarak ambulansa bindirilir. Şehre, dev koruma konvoyu ile götürülecektir. Ancak yolda hiçbir şey beklendiği gibi olmaz. Celalettin, Cevher ve adamları konvoyun önünü keserler. Bu süreçte ambulansın içinde Mesut’un kalbi durur. Ve her şey için artık çok geçtir.