“Beş Kardeş” başladı, hayırlı olsun diyerek başlayalım biz de röportajımıza. Nasıl gidiyor çekimler?
- Teşekkür ederim. Çekimler çok iyi gidiyor. Ekim ayında başlamıştık, eğlenceli şekilde devam ediyor.
Siz, kardeşlerden Orhan’ı canlandırıyorsunuz...
- Evet, Orhan dördüncü kardeş. Bodyguard olarak çalışıyor. Bir yandan da müziğe merakı var, şarkıcı olmak istiyor. Çalıştığı mekânda sahneye çıkan assolisti kıskanıyor hatta. Çok yardımsever biri aslında ama diğer kardeşlerine göre bir tahtası eksik. (Gülüyor) Bir de beş kardeşin dördüncüsü şanssızdır ya... Prens olacağını düşünürken bir anda beşinci kardeş gelir ve tahtı elinden alınır. Orhan da o durumda.
Orhan’ın kardeşleriyle arası nasıl?
- Kardeşlerin çok enteresan ilişkileri var. Birbirlerinin hayatlarıyla çok ilgili değiller gibi. Herkes kendi derdinde.
EVLENMELERİ İÇİN ÇATLAK EŞLER LAZIM
Peki evin tüm yükünü sırtlayan Sait’le (Serkan Keskin) ilişkisi nasıl?
- Biliyorsunuz anne ve babaları depremde ölmüş, o günden beri Sait kardeşlerine hem annelik hem babalık yapmış. Sait, Orhan’ın hayatında da çok önemli bir yerde. Hem baba gibi, hem akıl hocası.
Kardeşlerin hepsi bekar, evliliğe sıcak bakan yalnızca Sait mi?
- Diğerleri çok da evlenecek gibi değiller açıkçası. Evlenebilmeleri için anca kendileri gibi çatlak eşler bulmaları gerekiyor. Ama zamanla hepsinin duygusal dünyaları ekrana yansıyacak.
Orhan’ın şarkıcı olmak istediğini söylediniz. Amacına ulaşabilecek mi, yoksa hep hayal olarak mı kalacak bu istek?
- Şarkı söylemeye başlayacak. Ama tavernada. Sonrasında ne olacağını ise bilmiyorum.
Normalde sesiniz nasıldır, şarkı söyler misiniz?
- Normalde söylerim ama dizide “Orhan nasıl söyler”den yola çıkarak okudum şarkıları. Şarkıcı olamayacak gibi söylemesi gerekiyor çünkü. ‘Yapamamayı’ göstermek biraz zor. Ben yakıştırdığımı düşünüyorum.
Komedi işi, diğer türlere göre daha mı zor?
- Bu işte komedi olsun diye komedi yapılmıyor. Karakterlerin, yapısal özelliklerinin tam tezatı durumlara düşmelerinden çıkan bir komedi var dizide. Mahalle dizisi olduğu için de çok uçuk kaçık durumlar olmuyor. O yüzden kendimizi tutmak zorunda kalıyoruz.
“Leyla ile Mecnun” dizisinden çok kişi var ekipte. Adaptasyon sorunu olmamıştır sanırım...
- Yönetmenimiz Onur Ünlü, ikinci yönetmenimiz Erkan Tunç, Serkan Keskin ve benim dışımda rejiden bazı arkadaşlar var. Leyla kadrosu dediğimiz şey bu kadar. Ama diğer oyuncular da Onur Ünlü’nün filmlerinde oynamış arkadaşlar. Birbirimizi tanıdığımız için, dediğiniz gibi bir adaptasyon sorunu yaşamadık. Bu ekipteki oyuncuların birçoğunun oyunculukla derdi çok benzer. Bu dert benzerliği çalışma arkadaşlığına dönüşünce, çok verimli hale geliyor.
BU SEFER SETTE ERKEK HAKİMİYETİ YOK
Setinizde bir erkek hakimiyeti mi var?
- Bu sefer yok! Önceki dizide en çok eleştirildiğimiz konu buydu, “Erkek dizisi yapıyorsunuz, sap gibi takılıyorsunuz” diyorlardı. Gerçekten de öyleydi. Koğuş gibiydik. Arada hikâyeye bir tane kız girince nefes alıyorduk. Şimdi öyle değil ama, çok güzel kızlarımız var. Hepsi de iyi oyuncular, çok şanslıyız.
Hürriyet / Kelebek