ÖZGE ÖZBERK / SUNA Suna, dünyalar güzeli bir kadındır. Göksu sahilinde zar zor işlettiği ufak bir balıkçı dükkanı vardır ve çocuklarıyla beraber bahçe içinde bir gecekonduda yaşar. Dişinden tırnağından arttırarak bir yandan çocuklarını okutmuş bir yandan da başlarını sokabilecekleri ufak da olsa bir evleri olsun diye ev kooperatifine girmiştir. Çocukları için büyük bir umutla kooperatiften gelecek evlerini beklemektedir.
MUSA UZUNLAR / SADRİ GÜNGÖR Yağmur İnşaat’ın sahibidir. Yokluktan zenginliğe doğru giden iş hayatı boyunca elde ettiği her şeyi tırnaklarıyla kazıyarak başarmıştır. İyi niyetliliği ve çalışkanlığıyla çevresindeki herkesin takdirini kazanmıştır. Ailesine sevgiyle bağlıdır ve onları her şeyin üstünde tutmaktadır. Şirketin organizasyonunu yürüttüğü kooperatifin paraları erimiş, inşaat şirketi artan maliyetlerle iflasın eşiğine gelmiştir. Tabii görünende durum böyledir, ancak arka planda çok daha büyük sırlar ve ihanetler yatmaktadır.
MERT YAZICIOĞLU / YUSUF Yusuf, yüzünde gülümseme eksik olmayan annesi gibi hayat dolu bir çocuktur. Suna’nın ilk göz ağrısı, evin umududur. Çok becerikli ve zeki biridir. Ailesine destek olmak için okuldan arta kalan vakitlerle gizli gizli çalışır. Annesinin onu okutmak için elinde avucunda ne varsa verdiğini bildiği için annesine layık olmak için elinden geleni yapar. Okulunu bitirip ailesini bu fakir hayattan kurtaracağı günlerin hayaliyle yaşar.
EMRE KINAY / ÇETİN ALAZ Çetin, hırslı ve kıskanç bir adamdır. Sadri’nin çocukluk arkadaşı, aynı zamanda da en güvendiği çalışanıdır. Hayattaki en büyük amacı Sadri’nin sahip olduğu her şeyi onun elinden çekip almaktır.
SİMAY BARLAS / YAĞMUR GÜNGÖR Özgüveni yüksek, her zaman doğruların yanında yer alan, dürüst ve güzel bir kızdır. Ailenin tek çocuğu olan Yağmur’un, babasıyla kurduğu ilişki çocukluğundan itibaren her zaman özel olmuştur. Bu yüzden babasının ölümü en çok onu etkiler. Öyle ki derin bir depresyona girmiş, yemeden içmeden kesilmiş, deyim yerindeyse uçuruma sürüklenmiştir. Onu bu cendereden çekip alan ise, Suna’nın büyük oğlu Yusuf olacaktır.
PAMİR PEKİN / İBRAHİM KOMİSER Suna’nın yaşadığı mahalledeki emniyette görevli komiserdir. Yakışıklı, zeki, olgun, az konuşan, karizmatik bir adamdır. Hayatının kırılmasını yıllar önce bir görev sırasında kendi gibi polis olan karısının bir trafik çevirmesinde öldürülmesiyle yaşamıştır. Hayatını hem işine hem de karısından yadigar kalan iki küçük çocuğuna adamıştır. İbrahim, Suna’ya ilk gördüğü andan itibaren temiz bir aşk beslemektedir. Suna’ya duygularını açıp hayatın yükünü beraber omuzlamak istediğini söyleyeceği uygun anı bekler.
NEFİSE KARATAY / NAZAN GÜNGÖR Nazan, Sadri’nin eşidir. Oldukça güzel, alımlı ve zarif bir kadındır. Kocası Sadri’yi çok sevse de, Çetin’in yanında kendisini daha kıymetli ve güçlü hissetmektedir.
ALİHAN TÜRKDEMİR / ALİ Ali, Suna’nın en küçük çocuğudur. Güzel yüzlü, akıllı, hassas ve meraklı bir çocuktur. Evin neşe kaynağıdır. Bazen ettiği yaşından büyük sözlerle en zor zamanlarda bile ailenin yüzünü güldürür. Hapse girmekten en çok Ali’den dolayı korkar. Başkasının ona iyi bakamayacak olmasından, küçük oğlunun üzülüp, korkmasından çok tedirgindir.
MİNA DERMAN / ZEHRA Zehra, Suna’nın liseye giden kızıdır. Ailesini çok sevse de, gözü daha şatafatlı hayatlardadır. Gözü hep yükseklerdedir. Komşuları Bekir’in kızı Filiz, en yakın arkadaşıdır. Filiz’le beraber ünlüleri takip edip, onlar gibi olmayı hayal etmektedir. Bir şekilde bu fakir hayattan yırtmak istemektedir.