Özpolat Holding’in tek varisi olan Ömer, sorumluluk almak istemeyen, aklı da gözü de oynaşta olan tam bir “sevimli hergele”dir.
Ömer, Özpolat Holding’in bir arazi sorununu çözmek için Kaz Dağları’na gitmek üzere babası Kemal Bey tarafından görevlendirildiğinde, en yakın arkadaşlarını da yanına alarak güzel bir tatil yapma planı ile yola çıkar. Bir gülümsemesi, bir tatlı sözü ya da bir göz süzmesiyle genç kızların başını döndüren Ömer, tatil amaçlı bu iş gezisinde tam bir sert kayaya çarpar: Ayşe!
Babası yıllar önce onları terk ettiği için Ayşe ve annesi Sevim, dimdik ayakta durmayı öğrenmiş, erkeklerin yaptığı işlerin üstesinden gelmeyi becermiş, haliyle de gönül kapılarını karşı cinse kolay açmayacak kadınlardır. Ama bu tavır Ömer’i çıldırtır. Hırsından Ayşe’nin bir gülümsemesi bir tatlı sözü için dağları delecek hale gelir. Arkadaşları da “abi bu kız sana bakmaz, boşuna uğraşma” dedikçe iş tatili uzar da uzar. Ömer, arkadaşlarıyla da büyük bir iddiaya girer. Bu kızı tavlayamazsa Porsche’si onların olacaktır, ama tavlarsa onlarda serserilikten vazgeçip Ömer’in holdingde çektiği çileye ortak olacaklar, iki yıl onunla çalışacaklardır.
Ömer gerçeği masadan kalktığında değil de, bu iddiayı kazanmak uğruna Kazdağları’nın Adatepe köy meydanında nikah masasına oturduğu anda görür. Tamam Ayşe güzel kızdır, tatlı kızdır ama o masaya nasıl sürüklenmiştir. Arkasına bakmadan kaçmak ister. Kaçma planını uygulamaya koyuncaya dek de iş işten geçer. Ömer ve Ayşe artık evlidir. Ama bu beladan kurtulmak için gerdeğe girmeden, kimseyi daha fazla incitmeden tüymesi ve izini kaybettirmesi gerekmektedir. Ömer’in sevimli hergeleliğinin inandırıcı bir yanı da vardır. Arkasında gözyaşı döktürmeden tüymeyi başarır. İstanbul’a kaçışı kurtuluşu olabilecek midir?
KANAL D © 2024. Her Hakkı Saklıdır.