Çiftlikte haciz edilen değerli eşyalarla beraber, Hamza'nın kurtuluş umudu da götürülmüştür. Güllü bu olayın şokunu atlattıktan sonra, Hamza'ya avukat tutmak ve fabrikanın borçlarını ödemek için gereken parayı başka şekilde temin etme yoluna gider. Ancak elini çabuk tutmak zorundadır. Bu yüzden bir tefeciden borç almak zorunda kalır.
Çiftliğe haciz geldiğini Gülizar'dan öğrenen Halide çok sinirlenir. Olanlardan ötürü Güllü'yü suçlar. En çok da aile yadigârı yakut kolyenin alınmasına üzülmüştür. Haciz edilen eşyaların satışa çıkarılacağı müzayedede o kolyeyi geri almayı kafasına koyar.
Kemal, Hamza’nın bir daha intihara kalkışmaması için ona telkinde bulunur. Ancak Hamza'nın gözü kararmıştır. Koğuşa getirilen yeni bir mahkumla Kemal arasında çıkan kavgada, Kemal'in hayatını kurtarmak için kendini hiç sakınmadan ölüme atar ve ağır bir şekilde yaralanır.
Oğullarının vurulduğunu öğrenen Zehra ile Cemşir, Hamza’nın kaldırıldığı hastaneye koşarlar. Ölümden dönen Hamza, orada Güllü'nün ona avukat tuttuğunu öğrenir. İlk defa bir umut doğar içinde. Belki de idam edilmek kaderi değildir. Kemal'in mahkemesinin görüleceği gün sonunda gelip çatar. Orhan'ı vurduğu için yargılanan Kemal'in de kaderi o gün belli olacaktır. Güllü onun beraat etmesi için dua ederken Halide bunu hiç umursamıyormuş gibi davranmaya çalışır...
Bütün bunlar olurken her yerde aranan Orhan hala bulunamamıştır. Bir gece Seher’in evinin önünde siyah bir araba durur. Beklenmedik misafir Seher'in kapısını çalar. Seher kapıyı açıp da gelenin kim olduğunu görünce şoke olur.