Yılmaz ölüm tuzağının ortasında, Elif'in yüzü gülmüyor...

Yılmaz, cezaevinde kendini bir ölüm tuzağının ortasında bulurken, Elif de Yılmaz'la konuşmanın yollarını arıyor.

Yılmaz'ın başına ne geldiyse Elif'e duyduğu büyük aşktan gelmiştir. Elif olayların bu şekilde gelişeceğini tahmin etmemiş olsa da, tek suçlunun kendisi olmadığını, yaşananlar da Yılmaz'ın da payının olduğunu düşünür. Birçok defa Yılmaz'la konuşmaya çalışmış ama başarılı olamamıştır. Fakat ne yapıp edip Yılmaz'ı görmeye ve onunla konuşmaya kararlıdır. Çünkü gönlünde Yılmaz'dan başkası yoktur. Ve biliyordur ki, Yılmaz'ın gönlünde de kendisinden başkası yoktur. Peki, Yılmaz, Elif'i affedebilecek midir?

Ünlü kabadayı Kemal Sadıkoğlu, namı-ı diğer Sustalı Kemal'in koğuşa geleceği haberi mahkûmlar arasında sevinç yaratmıştır. Yılmaz bilmediği bu dünyanın efendisine karşı kayıtsız kaldığı için göze batar. Racona uymayarak şimşekleri üstüne çeker. Ancak istese de olayların dışında kalamaz, kendisini bir ölüm tuzağının ortasında bulur.

Filiz kendisine büyük bir aşkla bağlı olan Murat'a adım adım yaklaşmaktadır. Fakat onu, Murat'a doğru sürükleyen duygunun aşk olduğundan emin değildir.

Elif işçi olarak girdiği şirketteki yükselişine devam etmektedir. Artık satış sorumlusu değil halkla ilişkiler asistanıdır. Biri hapishanede, diğeri iş hayatında fakat ikisi de yabancı bir dünyada ve birbirlerinden uzaktadırlar. Yaşadığı tatsız olaylar yüzünden mutsuz olan Yılmaz'ın yüzü aldığı güzel bir haberle gülecektir.