Aslı’dan yediği tokat, tam her şeyi düzelttiğini düşündüğü sırada Efe’nin darmadağın olmasına sebep olur. Aslı ise bütün cesaretini toplayıp Efe’ye açılmaya geldiği sırada ondan duyduğu sözler yüzünden büyük bir kızgınlık duymaktadır.

Mine’nin durumu, başta Ayşe Teyze olmak üzere herkesi tedirgin eder. Babasının öldüğünü anladığından beri hiçbir tepki göstermemiş, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam etmiştir. Mine’nin bu tepkisizliğinden çok kaygılanan Ayşe Teyze’nin bir derdi daha vardır: Cansu.

Deniz ise, Aslı’nın söyledikleriyle yıkılmıştır. O yaptığı hatanın bedeliyle acı çekerken, Aslı’nın onu bu kadar çabuk unutup yoluna devam etmesi Deniz’i büyük bir hayal kırıklığına uğratır. Büyük bir acı içinde savrulurken, birkaç lise arkadaşıyla geçirdiği gecenin sonunda başka insanlara patlar ve gecenin sonu hiç de iyi bitmez.

İşinden atılmış olan Murat, Urla’ya geri döndüğünde ne yapacağını bilemez haldedir. Bir yandan Canan ve Deva’ya iyi bakmak isterken, diğer yanda işsiz olmasının verdiği korkuyla çaresiz kalmıştır. Öte yandan Deniz de kendisinden hiç beklenmeyecek belaların içine girince, oğluyla konuşmak için Leman’la bir araya gelmek zorunda kalır. Canan bu durumdan hiç hoşlanmaz. Murat ona zorunluluklarını anlatmaya çalışsa da dinlemez. Murat, oğlu, eski karısı ve Canan arasında sıkışıp kalır.

Şükran Hanım, Gönül’ü hamileliğinde dikkatli olması konusunda iyice bunaltmıştır. Cem ve Betül’ün cenazesi, herkesi bir araya getiren acı bir olay olarak kalacaktır. Yoğun bakımdaki Cansu’nun durumu hala belirsizliğini korumaktadır. Canan’ın durumu Urla’da gittikçe daha fazla konuşulmaya başlanmıştır.