Anadolunun kabuk değiştirdiği, yeni bir kadere doğru ilerlediği bir dönem, Ankarada Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemali Meclis Başkanı ve Başkomutan seçiyor. Ülke Kurtuluş Savaşına girmek üzere. Gençler askere yazılıyor, insanlar bu savaşa mali destek sağlamak üzere varını yoğunu teslim ediyor.
Hikayenin açıldığı Nazım Beyin çiftliği ise bu ortamda mütevazi bir nişan hazırlığı içinde. Uzaktan gelen top sesleri, tüm çiftliğin üyelerinin kaderlerinin değişeceğinin habercisi gibi. Nazım Beyle buluşacak olan Yüzbaşı Cemal, Nazlının tüm hayatını değiştirecek değişim rüzgârını taşıyor. Babası tarafından özenle yetiştirilmiş, eğitimiyle, giyimi kuşamıyla farklı, narin bir kız olan Nazlı savaşın getirdiği yoksullukla, zorluklarla savaşmayı öğrenmek zorunda kalıyor.
Yüzbaşı Cemalin, ilk görüşte vurulduğu, kendi emrindeki bir askerin nişanlısı olan Nazlıya aşkını itiraf etmesi hiç de kolay olmamaktadır. Savaş süresince Nazlı ile birlikte yaşamaya gelen yeğenleri Zeynep ve Ayşe, çetelerin, asker kaçakçılarının, padişah yanlısı Muhtar ve onun kötü niyetli oğlunun kıskacında hayatta kalmaya çalışırken, aynı zamanda birbirinden güçlü ve etkileyici aşklarıyla farklı serüvenler yaşamakta, kimi zaman dayanışıp kimi zaman çatışmaktadır.
Savaşın bitiminden sonra Cemal, Ankarada görev almak yerine Anadoluda kalmayı tercih eder. Savaşın yaralarının sarılacağı bir döneme girilmiştir. Cemal, Nazlının yaşadığı bölgede görev alır. Nazlı, ölen nişanlısının ailesinin tüm ısrarlarına rağmen kendi çiftliğini eski günlerine döndürmeye çalışır. Cemal ise kendi bölüğünde çatışırken ölen Nazlının nişanlısı Ahmetin hatırası yüzünden Nazlıya aşkını itiraf edememektedir.