TÜRKİYE iki haftadır Kanal D’de yayımlanan “Şanslı Masa”yı konuşuyor. Programın moderatörleri iki oyuncu. “Yahşi Cazibe” dizisinde izlediğimiz Sinan Çalışkanoğlu ile “Yerden Yüksek”in kadrosundaki Orçun Kaptan gizlendikleri yerden yarışmacılara talimatlar veriyor. İkili “Yarışmacının karşısındaki kişinin kaldıramayacağı bir şaka yapmayız, nabza göre şerbet veririz” diyor.
Son günlerin en çok sözü edilen programlarından “Şanslı Masa” yarışmasının moderatörleri Sinan Çalışkanoğlu ve Orçun Kaptan yarışmacıların ajanslardan seçildiğine dair eleştirilere “Tüm tepkiler o kadar gerçek ki Royal Shakespeare Akademi‘den oyuncu getirmiş olmamız lazım!” cevabını veriyor.
“Oscar’lı oyuncu bile bu kadar gerçekçi oynayamaz”
Sevgiliniz garsondan kendini streç filmle sarmasını istese ne yaparsınız? Ya da “Tek taş aldım” diye size okey taşı hediye etse? Baş ağrısı yüzünden kafasına astronot kaskını geçirip kafede karşınıza otursa? İnternette kısa sürede fenomen haline gelen, videoları binlerce kez paylaşılan, Kanal D’de yayımlanan “Şanslı Masa”nın moderatörleri Sinan Çalışkanoğlu ve Orçun Kaptan ile konuştuk. İkili “Yayımlanan ilk iki bölümde moderatörlükte acemilik devrelerini atlattık. Bundan sonraki bölümlerde çok güzel şakalarımız var. Şu ana
kadar gördükleri şakalar için ‘Öldük, bittik’ diyenler merak etmesin. Daha iyileri gelecek” diyor.
*Yarışmadan önce tanışıyor muydunuz?
Sinan Çalışkanoğlu: Orçun’la dostluğumuz
11 yılı doldurdu. Tiyatro Kılçık diye bir grubumuz vardı. Birlikte tiyatro yaptık
*Teklif her ikinize birlikte mi yapıldı yoksa biri ötekine kefil mi oldu?
Orçun Kaptan: Teklif ilk önce Sinan’a geldi.
Sinan Ç.: Orçun adı geçen insanlardan en iyi anlaşacağım olduğu için onda karar kılındı. Bu işi yapacaklar iyi bir couple (çift) olmalıydı. “Şanslı Masa” gibi bir programda birlikte mavra yaptığınız kişi en iyi partnerdir. Biz de Orçun ile bir araya geldik mi iyi mavra çeviririz.
“Neredeyse hepsi kabul etti, sadece iki kişi reddetti"
* Yarışmayı izleyen birinin “kolay yoldan para kazanma” ihtimaline karşı epey stok çekim yapmış olmalısınız.
Sinan Ç.: Şubat ayından beri çekim yapıyoruz. Stokta epey bölüm var. Program tanındıkça şaka ortamını değiştirmemiz lazım. Bir kafede değil de başka bir yerde “şanslı” kişileri bulabiliriz.
* Yayınlanan ilk bölümün, yarışmaya izleyici çekmek için kurgu olduğuna dair rivayetler dolaşıyor. Doğru mu?
Sinan Ç.: Bu iş kurgu olsaydı ben projede yer almazdım çünkü hiç eğlenceli olmazdı.
* Yarışmacıların oyuncu ajansından seçildiğine dair iddialara cevabınız var mı peki?
Sinan Ç.: Türk insanı “Kurtlar Vadisi” seyircisi olduğu için komplo teorisyeni oldu artık. Bizim programdaki her şey gerçek.
Orçun K.: Bu iş kurguyla yapılan bir iş olsaydı adı yarışma olmazdı. 30 dakikalık bir rol için neden ödül verelim ki? 30 dakikada 5 bin TL veriyorlarsa oyunculara, biz de oyuncuyuz, biz de katılıp rol yapalım. İlerleyen bölümlerde öyle gerçek tepkiler gösteriyor ki yarışmacılar, Oscar’lı oyuncu oynayamaz. Tüm tepkiler o kadar gerçek ki Royal Shakespeare Academy’den oyuncu getirmiş olmamız lazım. Tabii ki yok öyle bir şey!
* “Yarışmamıza katılır mısınız?” dediğinizde çoğunluk kabul ediyor mu?
Sinan Ç.: Neredeyse hepsi kabul etti. Şu ana kadar sadece iki kişi reddetti.
* Yarışmacılara verdiğiniz talimatlar doğaçlama mı çıkıyor?
Sinan Ç.: Öncesinde biraz çalışıyoruz ama çoğu da o an yarışmacının verdiği tepkiyle çıkıyor.
Orçun K.: Kameraların kurulduğu masaya kimin oturacağını bilmediğimiz için hazırladığımız şakalar bazen oturan kişiye gitmiyor. Biz de o an yeni şaka üretiyoruz.
Sinan Ç.: Bazen de bizim çok bir şey yapmamıza gerek kalmıyor. Şakanın ta kendisi gelip oturuyor masaya.
* “Herhalde bu kadar da ileri gitmez, burada bırakır” dediğiniz şaka hangisiydi?
Sinan Ç.: İlk programda sevgilisinin müthiş sinirlenmesine rağmen eline bıçağı alıp “Yarim keskin bıçak” şarkısını söyleyen kız. Bırakacak diye düşünmüştük. Ama o devam etti.
Orçun K.: İkinci bölümde “Folyola beni Kazım” diyerek kendini garsona folyolatan yarışmacı da şaşırttı bizi. Bizim söyleyeceğimiz her şeyi yapmaya hazırdı. Biz artık bir yerde kesmek zorunda kaldık.
“Kaldıramayacağı şaka yapmayız. Nabza göre şerbet veriyoruz”
* O boğazına bıçağı dayayıp şarkı söyleyen kızın sevgilisi kıza ağır bir küfür etti: “Aşkitom diyen ağzını s......”. O an donup kalmadınız mı?
Sinan Ç.: Şaşırdık ama devam ettik. Her Türk erkeğinin kız arkadaşını rahatlıkla dövebileceği bir toplumda yaşadığımızı anladım bir kez daha. Kızlar da maalesef bunu kabul etmiş durumda.
Orçun K.: Küfür bazı ilişkilerde “Şuradan tuzluğu uzatır mısın?” demek gibi sıradan bir şey haline gelmiş meğer.
Sinan Ç.: Duyduk ki nişanlı olan o çifte reklam teklifi gelmiş...
* O kız o anda çok sinirlenen sevgilisinden dayak yeseydi sorumlusu siz olacaktınız. Herhangi bir sinir krizine karşı ekip var mı “şanslı masanın” etrafında?
Sinan Ç.: Evet, masanın yakınında bir yerlerde müşteri gibi oturuyor, masayı izliyorlar. Herhangi bir olumsuzlukta müdahale etmek üzere...
Orçun K.: Biz şaka yaptığımız taraf kimse onun verdiği tepkilere göre şaka dozunu ayarlıyoruz. Kaldıramayacağı bir şaka yapmıyoruz. Biri çok sinirlendi mi eli titrer, yüzü beyazlaşır. Bunlar başladı mı keseriz. Nabza göre şerbet veriyoruz anlayacağınız.
Sinan Ç.: Mutlaka “Kaç yıldır birliktesiniz”, “Kaç yıldır tanışıyorsunuz?” sorularını soruyoruz.
“Programa beni de çıkarsana’ diyorlar”
* Müşteriyi “uyandırmamak” adına hep farklı mekanlarda mı çekim yapıyorsunuz?
Sinan Ç.: Evet, tabii. İki bölümde gösterilmiş olan bizim çalıştığımız mekanlardan birinde bugün soygun olsa kimse müdahale etmez. Şaka zanneder herkes. Bir de bir tavsiye, çekimde gördüğünüz mekanlara gitmenize gerek yok. Oralarda bir daha çekim yapmayacağız. Yani düşündükleri gibi “Şanslı Masa” elbet onlara denk gelmez!
Orçun K.: Sanki biz yapımcıymışız gibi “Programa beni de çıkarsana” diyen çok kişi de var bu arada.
* Yurtdışında da “Şanslı Masa”ya benzer formatlar var değil mi?
Sinan Ç.: Var da bizim izlediklerimiz benzer programlarda şaka yapılan kişiler pek tepki vermiyor şakalara. Surat ifadeleri değişmiyor. Sakin karşılıyorlar. Mesela yarışmacı gidip şakayı yapacağı kişi olan annesine eşcinsel olduğunu açıklıyor. Biz böyle bir şakayı Türkiye’de yapamayız.
Tahammül sınırını zorlayan kazanyor
Sinan Çalışkanoğlu ve Orçun Kaptan bir mekandaki bir masayı seçip o masada olan biteni gizli kamera ile kaydediyor. Yarışmaya katılmaya ikna ettikleri yarışmacılara partnerinin haberi olmadan bir kulaklık takıyor. Kulaklık aracılığıyla yarışmacıya görevler veriliyor. Yarışmacının görevleri yerine getirirken
o masada birlikte oturduğu sevgilisine, arkadaşına, akrabasına bunun bir yarışma olduğunu çaktırması yasak. Yarışmacılar bazen garip kelimeleri aynı cümle içinde kullanıyor, bazen kanepeye çıkıp bağıra çağıra şarkı söylüyor. Amaç karşısındakinin tahammül sınırlarını olabildiğince zorlamak. Ama bunu yaparken onun masayı terk etmesini engellemek gerekiyor. 30 dakikalık
beş etabı tamamlayanlar 5 bin TL kazanıyor.
MİLLİYET /PAZAR