NİHAT: Akaryakıt işinden, bu sefer 10 Milyon kaldıracaksın!.. Tabi, eğer, beni öldürmek gibi bir aptallık yapmazsan!
Yiğit, ona silah doğrulttuğunu nasıl anladığını düşünürken, çaydanlıktaki yansımasını görür!
YİĞİT: Sen Sadullah gibi babamın katilisin!
NİHAT: Yoo!.. Babana yapılanlar adamların işi!.. Benim bir ilgim yok!.. Senin, yaptığın tahsilatlarda kimlerin canını yaktığını biliyor musun?
NİHAT: Şimdi indir o silahı, Eşref birazdan gelir!.. Seni elinde silahla görürse kalbura çevirmesini istemem!..
Nihat, Yiğit'in doğrulttuğu silahı tek hamlede alinden alır!..
NİHAT: Bir ara sana öğretirim!..
NİHAT: Şimdi söyle bakalım: Paramraça mı olmak istiyorsun, para içinde yüzmek mi?
YİĞİT: Babama aç kurtlar gibi saldırdınız!.. Ailemi paramparça ettiniz!.. Ben bu işe, bütün hepinizi gebertmek için girdim!.. O yüzden, para mara gözümde değil benim!..
NİHAT: Sadullah'ın tezgahıydı; benim, bir ilgim yok!.. Küçük sevgilinin getirdiği defter kafanı karıştırmış anlaşılan!..
YİĞİT: Demek biliyorsun!..
NİHAT: İş adamı mı olacaksın, katil mi? Sen önce ona karar ver!..
YİĞİT: Peki, Nihat bey!.. Biz işimize bakalım.. Beni şu güçlü ortakla tanıştır!..
NİHAT: O yemek, sen bana silah çekince iptal oldu!.. Şimdi sen hak edeceksin güvenimi!..
NİHAT: Bana para kazandırmaya devam et; yoksa, seni gebertmem bile, ailenden başlarım!.. Kazandığın paraya da güvenme, 3 dakkada ceketinle kapının önünde, sokakta bulursun kendini!..
KÜBRA: Seninle konuşalım mı artık Sibel!
SİBEL: Konuşalım.. Ne konuşacağız?
KÜBRA: Yiğit ile seni biliyorum!..
SİBEL: Öyle mi? Ne biliyorsun; anlat, biz de bilelim!
KÜBRA: İlişkini mesela; senin, onun aklını nasıl çeldiğini!.. Nasıl sinsi bir yılan olduğunu biliyorum!..
SİBEL: Madem bizi biliyordun, neden ses çıkarmadın? Bilmiyormuş gibi yapmak işine geldi!..
KÜBRA: Senin yüzünden benim kızım babasız büyüyor!..
SİBEL: Sen bebeğini, benimle Yiğit'i ayrımak için kullandın Kübra!.. Ben senin için ve çocun için aşık olduğum adamdan vazgeçtim!..
KÜBRA: Ben sizi gördüğümde artık çok geçti!.. Dönüş şansım yoktu!..
SİBEL: Biz senin hala hamile olduğunu bilmiyorduk Kübra!.. Sen bile bile hepimizin hayatını talan ettin!.. Bebeğinin ne günahı vardı! Şimdi karşıma geçmiş yüzsüz yüzsüz...
DERYA: Sibel!..
SİBEL: Sen karışma!..
KÜBRA: Bana baksana sen!.. Sen bana bağırarak suçunu örtemezsin!..
SİBEL: Ne suçu Kübra? Sen, bana neyin cezasını çektiriyorsun bir senedir!.. Ben seninle ulturasonlara, beşik bakmaya gittim!..
SİBEL: Biz sana arkadaşlığımızı yapmaya çalıştık!.. O çocuk babasının intikamını almak için seni kullanıyor, fırlatıp atacak dedim!.. Canın yanacak dedim ve dediklerim çıktı!
SİBEL: Şimdi sen, senden nefret eden bir adamın peşinden dilenci gibi gidiyorsun!
KÜBRA: Sana yemin ediyorum, bu yaptıklarını çok fena ödeyeceksin!.. Bundan sonra kork benden!
SİBEL: Sen kendinden kork!.. Git de şu zavallı, gurursuz haline bakta bir izle kendini aynadan!..
KÜBRA: Yiğit artık onu bekemediğimi bilirse, onunla bir şansım olmaz!
DERYA: Kübra, Yiğit ile bir şansın olsaydı Emir sana evlenme teklif etmezdi!
Nihat'ın adamı Eşref Selim'den çalınan defteri Yiğit'ten almasını ister!..
Yiğit, Derya'ya iş teklif eder!
Yiğit, Sibel'in reklam çekiminin yapıldığı stüdyoya gider!
Sibel'i hayranlıkla izler!..
Sibel de Yiğit'i görür!..
Selim, Yiğit'ten defterin yerini öğrenmeye çalışır; fakat, bir cevap alamaz!
Kübra, annesinden kalan broşu ev tutmak için satar!..
Kübra, tuttuğu evi göstermek için Emir'i getirir!
Emir, kötü haldeki bu evde Elif bebeğin büyümesini istemez..
Emir, Yiğit'e Kübra'nın tuttuğu evden bahseder ve aralarında Kübra'nın yaşamı hakkında, kendi hayatları hakkında tartışmaya başlar!..
Yiğit eve gelir ve Kübra'ya bebeği ile birlikte yaşamaları için daha derli toplu bir ev tutmaktan bahseder..
KÜBRA: Bebeğime bir soyadını çok gördün, bana hakaret ettin, bebeğime kıymadım diye bana fırsatçı dedin, sana olan sevgimi hor gördün!..
KÜBRA: Sokakta da kalsam, dilensem de senin o paranın 5 kuruşuna dokunmam, anladın mı?
Kübra yeni evine taşınmıştır; ama, bebek bu soğuk koşullara dayanamaz ve rahatsızlanır!..
Kübra ve bebek mecburen tekrar Kılıç ailesinin evine gelirler!..
EMİR: Seninle evleneceğiz!.. Burada yaşayacaksınız; Elif, babası olarak beni bilecek!..
Kübra ve Emir nikah kıyarlar!..
DERYA: Bugün çok güzel bir güz; nikahta, keramet vardır derler!..
Emir, Kübra ve bebeği annesinin yanına götürür ve evlendiklerini söyler!..
Neriman densiz densiz konuşur ve Emir bu duruma çok sinirlenir!
EMİR: Kimsin sen? Sen misin bilirkişi? Bak, benim karıma bir daha selam vermeyeceksin!..
ENDER: Kübra ile Emir evlenmiş!
YİĞİT: Ne?
YİĞİT: Var ya Kübra, senden gerçekten korkulur!.. Benim hayatım yetmedi, şimdi de Emir'in hayatına mı çöreklendin!..
EMİR: Yeter!.. Çık dışarı!..
EMİR: Bundan sonra evime gelip rahatımı kaçırma, tamam mı? O çocuk huzurlu bir evde büyüyecek!.. Senin olduğun yerde huzur olmuyor! Bundan sonra ben babasıyım, sen de amcası!
Derya, Yiğit'in iş teklifini kabul etmiştir ve ilk gün Nihat Bey'le de tanışır!..
SİBEL: Bir yere gidip uzun uzun konuşalım mı?
YİĞİT: Paris'e!
Sibel, Yiğit ile ilgili kararını vermiş ve aşklarına karşı koyamamıştır!..
YİĞİT: Bundan sonra bir daha inmeyeceksin yeryüzüne!.
YİĞİT: Bundan sonra bir daha inmeyeceksin yeryüzüne!.
Yiğit, annesini eve getirmiştir.. Kübra ve Emir, Zeliha'dan Yiğit'in, Sibel'e Paris'te evlenme teklif edeceğini duyarlar!..
KÜBRA: Emir ve Sibel ilişki yaşadı!.. Siz bu mahalleye ilk geldiğinizde!.. Çok büyük aşk yaşadılar.. Mutluluklar diliyorum!
Şeref Meselesi yani bölümleri ile her Pazar saat 20:00'de Kanal D'de!..