Sultan, İstanbul macerasının içine düşüyor.
Şeyhmus gördüğü manzara karşısında kendini çaresiz hisseder. Bir süre şehirden uzaklaşır. Bir zamanlar gençlerin uzaklaştığı yere... Tıpkı Yılmaz gibi... İki yaralı adam itiraflarda bulunurlar. Yıllar sonra ilk kez Yılmaz hayranlık duyduğu Şeyhmus abisiyle yakınlaşır. Kendi doğrularının peşine gitmek üzere oradan ayrılırlar. Şeyhmus'un dönüşü, Han'ın kurtuluşu olma yolunda bir adımdır.
Sultan, İstanbul macerasının içine düşer. Pınar'ı bulacağım derken iki kaçağı yakalamıştır. Şimdi Pınar'ı bulma vaktidir. Sultan bir başına yollara düşer... İstanbul'da bir yakadan öbür yakaya geçmek mi? Diyarbakır'ın engelli yaşamı bile Sultan’I bu kadar zorlamamıştır. Yolun sonunda ise karşılaştıkları Sultan'ı daha da endişelendirir.
Aziz handa sözleşme yenileme iknalarına devam eder. Ancak hiç aklında olmayan bir şey vardır. Ya güvendiği Veli onu yarı yolda bırakırsa... Saltanat hayali uzun sürmez.
Sultan çaresizlik içinde Pınar için Faik'ten yardım istemek zorunda kalır. Faik bizzat yardım etmek için Sultan'ın yanına gelir.
Aziz sonunda yaptıklarının bedelini ödemektedir. Hem handa hem evde yalnız kalır. Artık onun için anlamsızlaşan hayat, sarhoşluğun da etkisiyle Aziz'i büyük bir yanlışa sürükler.
İstanbul'da her şeyi düzene koyan ve evine dönecek olan Sultan'ı yolundan çevirecek engeller bitmek bilmez. Belki de o gece dönememiş olmak Sultan için en iyisidir.