Türkan Saylan’ın son 15 gününü anlatan, ‘Türkan’ filminde, Saylan’ı Rüçhan Çalışkur canlandırıyor. Rolü için saçlarını tereddütsüz kazıttığını söyleyen Çalışkur, “Bir daha olsa yine yaparım” diyor. Küçük oğlunu oynayan Tardu Flordun ise, “Önemli olan bu işi saygın bir görev olarak algılayıp, içinde bulunmaktı” açıklamasını yapıyor.

* Türkan Saylan’ı nasıl tarif edersiniz?
Rüçhan Çalışkur: Sevgi dolu biri. Bir insanı tanımlarken verebileceğiniz vasıfların hepsini toplamış. Sevgiyle bakmasını, sevgiyle dokunmasını, sevgiyle yaklaşmasını biliyor. Onun gibi insanların varlığını çoğaltmalıyız.

Tardu Flordun: Türkan Saylan binlerce öğrenciyi burslu olarak okuttu, cüzzam hastalığına karşı çok büyük mücadele verdi. Bizler de Türkan Saylan’ın savunucusu olmuş durumdayız.

* Bu filmde oynamak size neler hissettirdi?

R.Ç: Son derece gurur duydum ve mutlu oldum. Çünkü zaten hayranlık duyduğum bir insandı. Türkan Saylan’ı oynamak benim için çok onur verici bir deneyim oldu.

T.F: Bu film teklifi en azından 150-200 kişiye gitmiştir. Önemli olan bu işi saygın bir görev olarak algılayıp,  içinde bulunmaktı.

* Rolü kabul edip etmeme konusunda hiç tereddüt ettiniz mi?
T.F: Hayır. Facebook’ta ‘Türkan Saylan’ı Sevenler’ sayfası var. Ama bir o kadar da onun karşısında olan, onu PKK’lı, terörist yetiştiren bir kadın olarak lanse eden bir taraf da var. Ve sayıları çok artmış durumda. Bu filmde oynamak risk almak demek. Ve cesaret işi. Hiçbirimiz bu işten beş kuruş para da almadık.

R.Ç: Biz o ve onun gibi insanların daima arkasında olduğumuzu göstermek istedik.

* Film önyargıları azaltacak mı?
T.F: Zaten azalmasına yönelik bir çalışma yaptık. Bu bir gişe filmi değil. Biz karakterleri mümkün olduğunca gerçeğine uygun ve isimlerine yakışır bir şekilde temsil etmeye çalıştık. Böyle düşünenlerin yüzde 1’ini bile onun kitaplarını okumaya, verdiği hizmetleri öğrenmeye itebilirsek ne mutlu bize.  

“Seyirci dram  izleyecek”
* Çekimler neden Türkan Saylan’ın son günlerini geçirdiği evde yapılmadı?
T.F: Şu anda Arnavutköy’deki o evde oğlu Çağlayan yaşıyor. Kendisi annesine çok bağlı biri olduğu için evin kullanılmasını istemedi. Gerekçesi de: “Annemin o halini tekrar hatırlamak istemiyorum” oldu. Ben onu haklı buluyorum. Biz de Beylerbeyi’nde son günlerini geçirdiği eve çok benzeyen, bir evde yaptık. 

* Ailesiyle tanışma fırsatınız oldu mu?
T.F : Türkan Saylan’ın cenazesine annemle gitmiştim. O zaman merhabalaşma şansım olmuştu.

* Oğulları Çağlayan ve Çınar nasıl karakterler?
T.F: Benim oynadığım Çağlayan, ağabeyi Çınar’a göre daha içine kapanık, asosyal biri. Ressam, grafiker, naif bir çocuk. Ragıp Savaş’ın oynadığı Çınar’sa, Almaya’da yaşıyor, doktor. Daha otoriter bir kişilik.

* Filmde aile yaşantısını nasıl göreceğiz?
T.F: Yoğun çalışmış ve kendini büyük bir amaca adamış bir kadın olduğu için ailesini boş verdiği zamanlar olmuş tabii ki. Biz bunu saklamıyoruz.

* Filmin ‘Türkan’ dizisinin devamı gibi algılanmasına ne  diyorsunuz?
R.Ç: Hayır, devamı değil. Film, Türkan Saylan’ın son 15 gününü anlatıyor. Evlatlarıyla ve çevresindeki insanlarla ilişkilerinin irdelendiği, onun hayata bakış açısını gösteren, ölüm yaklaştıkça hissedebileceği duyguları ortaya çıkaran son derece sade bir film yaptık. Biz bu filmle genç jenerasyona, Türkan Saylan gibi biri olmanın ne demek olduğunu göstereceğiz.

* Seyirci bir dram mı   izleyecek?
T.F : Evet, dram denilebilir. Ama koyu bir dram değil. Onun yaşadığı gerçekleri bire bir vermeye çalışacağız.

“Elleriyle şifa dağıtmış biri”

* Sette neler yaşadınız?
R.Ç : Lepra Hastanesi’ni bizim çekim yaptığımız gün mahkeme kararıyla geri almışlardı. Bu bizi çok mutlu etti.

T.F: Hastanede çekim yaparken Türkan Saylan’ın yakın arkadaşı, Ayşe Yüksel’le tanışma fırsatı bulduk. Bütün hastalarına, çevresindeki herkese elleriyle mutlaka dokunduğunu söyledi. Ben onu şöyle yorumluyorum; elleriyle dokunarak şifa dağıtmış.

* Rol için saçlarınızı kazıttınız.
R.Ç: Saçlarımı bire bir gerçek olmasını istediğim için tereddütsüz kazıttım. Yine olsa yine yaparım. Türkan Saylan için yaparım.

BiRBiRiNDEN ÜNLÜ OYUNCULAR

Filmin müziklerini Cem Tuncer, Nail Yurtsever, Engin Arslan, cast direktörlüğünü ise Harika Uygur yaptı.
Filmde Rüçhan Çalışkur, Ragıp Savaş, Tardu Flordun, Özge Özder, Beyza Şekerci, Şebnem Sönmez, İsmail Hacıoğlu, Selin Demiratar, Burçin Oraloğlu, Altan Erkekli, Begüm Birgören, Binnur Kaya, Şevket Çoruh, Tanju Tuncel, Uğur Demirpehlivan, Burak Altay, Yurdaer Okur, Ahmet Saraçoğlu ve Evren Bingöl rol alıyor.