“Ulan İstanbul”, her hafta reyting listesinin zirvesinde. Bu başarının sırrı ne sizce?- Öncelikle dizinin herkese hitap eden bir yanı var. Hem polisiye, hem mahalle dizisi, hem komedi
hem de aşk dizisi. Bu nedenle herkes kendinden bir şeyler buluyor. Bir de biz çekimler sırasında
çok eğleniyoruz, muhtemelen bu da seyirciye yansıyor. Hatta set dışında da görüşüyoruz.
İşyerlerinde çaycılar ve sekreterler nasıl her şeyi bilirlerse, mahallede de bu durum kahveciler
için geçerlidir. Sizin canlandırdığınız Hayati karakteri de her olayın içinde... - Hayati, biraz cingöz bir adam. Çok da meraklı. Allem edip kallem edip her şeyi öğrenmeye
çalışıyor. Hepimizin yakından tanıdığı bir tipleme aslına bakarsanız. Hayati’yi canlandırırken
bazen abartarak oynadığımı düşünüyorum. Ama bu tarz insanları gözlemlediğimde, hiç de
abartmadığıma karar veriyorum!
Karikatürize edilmiş rolleri oynamayı sevmiyor musunuz?- Tipolojim gereği bugüne kadar birbirinden farklı rolleri oynama şansım oldu. Daha çok
karikatürize edilmiş rollerle izleyici karşısına çıktığım için bunları oynarken çok da bir şey
yapmıyormuşum gibi geliyor. Daha sakin rolleri oynadığımda oyunculuk yaptığımı hissediyorum.
Mesela “Kurtlar Vadisi”ndeki seri katil tiplemesi, beni çok mutlu etmişti. Hatta o dönem yolda
beni gören bir adam “Ne kadar psikopatsınız” demişti, ben de gülerek teşekkür etmiştim.
Hayati’nin şivesi için özel olarak çalışıyor musunuz?- Şive kendiliğinden oluyor... Daha önce gözlemlediğim birini taklit ediyorum ama kim olduğunu
hatırlamıyorum. (Gülüyor)
Canlandırdığınız rollerin çoğu, kısa yoldan köşeyi dönme derdinde olan çakal tipler. Niye bu
rolleri sürekli size teklif ediyorlar sizce?- Öyle biri de değilim halbuki! (Gülüyor) Tipimden ötürü bu tarz roller geliyor herhalde. Ben de
elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Bu durumdan memnun musunuz? - Memnunum ama önemli olan benzer rolleri farklı şekilde yorumlamak. Türkiye’de aynı şeyi oynayan
oyuncular silsilesi var. Rolleri farklılaştıran oyunculara da çok iyi olmasalar bile “çok iyi
oyuncu” yakıştırması yapılıyor.
Siz iyi bir oyuncu olduğunuzu düşünüyor musunuz?- Çok iyi bir oyuncu olduğumu düşünmüyorum. Sadece oynadığım rolleri birbirinden ayırmaya çalışan
bir oyuncuyum. Ama oyunculukta bir devrin kapanıp yeni bir dönemin açıldığını düşünüyorum.
Nasıl bir devir kapandı?- Eskiden mankenler ve dublajla oynayan oyuncular vardı. Onların arasından sıyrılanlar kendine bir
yer edindi ama artık sektöre konservatuvar mezunu ya da oyunculuğu kendine dert etmiş kişiler
hakim oldu. Bu noktaya gelmemiz gerekiyordu, iyi oldu diye düşünüyorum. Yapılan işlerin kalitesi
arttı.
Peki sizi yaşıtlarınızdan ve meslektaşlarınızdan ayıran en büyük özelliğiniz ne?- Kelliğim. 1981 doğumlu olmasına rağmen yetişkin oğlu olan adamları oynayan benden başka kimse
yok. Ama bu durum moralimi bozmuyor, aksine yaşlı durduğum için iş buluyorum diyebilirim.
hürriyet.com.tr