- Başkanlık sistemine ben de karşıyım. Erdoğan başbakanlıktan ayrılacağı sözünü verdi. Cumhurbaşkanlığı'na çıkarken yetkileri ile birlikte daha başarılı olacağını düşünüyor. Ama biz insanına göre sistem ayarlayamayız. Başkanlık sisteminin giderek otoriterleşeceğini düşünüyorum, sakıncalı buluyorum.

 

- Şemdin Sakık bir PKK itirafçısı. Bazı şeyleri o bilebilir ve bize o anlatabilir. Bazı şeylerin perde arkasını anlatıyor. Herşey sadece onun tanıklığıyla olmuyor.  O komutanlar onun tanıklığıyla tutuklanmadılar.

 

- Gençliğe Hitabe'deki 'Damarlarındaki asil kan' lafı benim görüşüme göre ırkçı bir yaklaşım.

 

- Türkiye'de büyük bir kesim Atatürk'ü beğenir bende bu çoğunluğun içindeyim. Benim ne Atatürk'le ne Türkiye Cumhuriyeti ile ne de laiklik ile bir derdim yok. Ama bugün Kemalizm tepeden inme, bir şeyi baskıyla kabul ettirme anlamında kullanılıyor. Atatürkçülük anlamında değil. Ben insanlara şekil vermeye karşı çıktım.

 

- Atatürk kendi çağında çok büyük işler başardı. Ama artık o çağda kaldı. Tabii ki bize bir istikamet gösterdi ama hep Atatürk ne demişti, onun hiçbir sözüne dokunmayalım, onu bir tabu haline getirelim, bu yanlış. Onun gösterdiği istikamete de moderniteye de aykırı. Aslında Türkiye'de pek çok insan Atatürk'ü onaylıyor, pek çok insan Atatürkçü, ben de Atatürkçü olarak yetiştim, torunum da öyle büyüyor.  Ben sadece zihinler dogmalardan kurtulsun, özgürleşsin, düşünsün diyorum. Bu bir Atatürk düşmanlığı değildir.

 

Celal Bayar: İrade

Adnan Menderes: Hassasiyet

Süleyman Demirel: Özgürlük

Bülent Ecevit: Şair

Mesut Yılmaz: Başarısız

Kenan Evren: Zalim

Tayyip Erdoğan: Başarı

 

- Abdullah Gül olaylara suhuletle yaklaşan çok kontrollü bir insan. Tayyip Erdoğan daha duygusal, içinden geçeni hemen dışa vuruyor ama aralarında çok derin bir ihtilaf olduğunu sanmıyorum.

 

- AK Parti  ile cemaat arasında büyük bir ihtilaf ya da cemaati tutanların AK Parti'ye oy vermeyeceği gibi bir durum olduğunu sanmıyorum. Bazı olaylarda cemaatin yaklaşımı farklı. Mesela ben tahmin ediyorum ki 29 Ekim'deki yasaklamalara mutlaka ve mutlaka bir eleştiri getirmiştir.

 

- AK Parti'nin örgütlenmesi tıpatıp Refah Partisi üzerine bir örgütlenme. Çalışkanlık oralardan kaynaklanıyor. Fakat AK Parti'de bir batı düşmanlığı yok. İkincisi o şekilde din istismarcılığı yok. Benim bildiğim kadarıyla Fazilet Partisi evlere gidip propaganda yaparken din referansı kullanıyordu. Ama AK Partililer propaganda yaptığınız yerlerde dini referans kullanmayın diye tembih edildiler. O yüzden AK Parti'de bu anlamda bir dini istismar olmadığını, olsa bile istisnai bir durum olduğunu düşünüyorum.

- Türk halkı Cumhuriyet'e sahip çıkan bir halktır. Eğer AK Parti gerçekten laik cumhuriyet karşıtı bir parti olsaydı onu yüzde 50 oyla iktidarda tutmazdı. Bugün padişahlığı geri getirmek isteyen var mı?

 

- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yapılanların yanlış olduğunu ben de söyledim AK Parti'nin içinden pek çok isim de söylüyor. Onlar da o tablodan pek memnun kalmadılar. Ama ben size ne kadar anlatsam da bunlar cumhuriyet düşmanı değil, bayrak düşmanı değil. O manzara onu çağrıştırıyor.

 

- Allah hiç kimseyi adaletin eline düşürmesin. Çok zordur adliyeye düşmek, hesap vermek.  O hakimin egosu şişkindir. Ona göre davranmak zorundasınız. Çünkü kaderiniz iki dudağının arasında. O kadar önemli ki. Ben de adliyeye çok düştüm.  Anlıyorum bugün o davalarda çile çekenleri.

 

- Hapishane benim için bir gazetecilik tecrübesiydi. Ben tabii hapishanenin nasıl birşey olduğunu bilmiyordum. Gençtim, gençlik başımda duman. Reçellerim, kuştüyü yastığım, çatal-bıçaklarım, peynir çeşitlerim, bigudilerim.. hazırladım gittim. Bir binbaşı vardı hapishanenin başında, açtı valizimi, gördüğü herşeyi o olmaz, bu olmaz diye çıkardı. Hiçbirşey olmazmış meğer. Sonunda birkaç parça birşey kaldı. Valizimi de aldılar bir çarşaftan bohça yaptılar. Onun içine koydular eşyalarımı. Gardiyan önde ben arkada gidiyorum. Ağladım tabii. Beni bir cinayet sanığına teslim ettiler, Sema. O bana içeride  sahip çıktı. İçeri girmem ayrı bir acıydı ayrılmam ayrı bir acı oldu. Halaylarla uğurladılar beni.

-  Sağmalcılarda şartlar çok ağırdı. Yıllar sonra kapatıldıktan sonra Sağmalcılar'a gittim. O günkü koku hala duruyordu.

 

- Babam demokrat partilidir. İsviçre'de okurken okul arkadaşım Şirin Tekeli CHP kökenliydi. Ben hep demokrat partiyi met ediyorum, o da eşitsizlikler, adaletsizlikler ve ezilmiş insanlardan bahsediyor, dedim ki tamam bu kadar ezilmiş insan var o zaman ben de sosyalist oldum. Eve gittim annemlerle paylaştım. Sonra ertesi gün babamdan ayakkabı istedim, bana dedi ki; bu ülkede herkesin iki pabucu olana kadar çift değil tek pabuç alacağız sana. O zaman sosyalistlikten vazgeçtim.
 
KISA KISA...
- Sırf 28 şubat sürecindeki tavrım ve uğradığım mağduriyet bile, 'kim güçlüyse onun kayığına biniyorsunuz' sözüne bir cevaptır.

- Kemal çok demokrat bir insandı. Daha inançlıydı. Orucunu tutardı şimdi oğlum da tutar ama bana karışmadı hiç.

- Ak Parti'de bir otoriterleşme görüyorum ama bir vesayet sistemi kuracaklarını düşünmüyorum.

- Açlık grevlerinin çözülmesini çok arzu ediyorum. Eğer kayıplar yaşanırsa ülkemiz daha da gerilir.

- Protesto eden gençlere karşı polisin zaman zaman şiddet uygulamasını tasvip etmiyorum. Üniversitede bu baskıyı sezemiyorum ama sokaklara çıkıp protesto etmek isteyince bir baskı hissediliyor.

- Harçların tamamının kaldırılması için verilen mücadele çok haklı ben de destekliyorum.