Yine bir kömür, kütürdedi sobada
Kayıp bir madencinin kalbi rastgeldi
Atıverdi sıcak odada
ELİMDEN GELSE HER GENCİ MADEN OCAKLARINA SOKARIM
- Elimden gelse bu ülkede her genci maden ocaklarına sokarım. Madencilerin o sessiz iletişimi görülmelidir.
- Şimdi madencilerin ailelelerine bağış kampanyaları oluyor. Anlamadığım şu; biz işçilerimize neden birşey bağışlayalım ki. Neden onlar bağışa ihtiyaç duyuyorlar? Emeklerinin haklarını neden almıyorlar?
SORGULAMAK YIKICI BİRŞEY DEĞİL
- Sorgulayalım sorular soralım. Hiçbir sorudan korkmayalım, bunu yıkıcı olarak algılamayalım. Seni var edenler senin gibi düşünmeyenlerdir. Farklı bakış açıları yoksa sen de yoksundur ki zaten.
- Tabii ki acıları konuşacağız ama acıların üzerine siyaset yaparak biryere varamayız.
- Bilim insanlarının çalışmaları siyasetin üstündedir. Biz çok fazla politize edilmiş bir hayatın içine gömüldük. Bilim ve sanattan başka bizi kurtaracak ne var?
- Müzeler toplumların hafızasıdır. Bilgi toplumu olmak gerekiyor. Bir ülkenin geleceği politikacıların vaatlerinde değil çocuklarının hayallerindedir. Bu kazaların yaşanılmadığı o ülkelerde müzelerde ders işliyorlar.
MADENDEN TİYATRO SAHNESİNE
- 1938 yılında İstanbul Kadıköy'de yetişmiş bir genç, Ankara Devlet konservatuarı sınavlarına giriyor. 5 kişi alınacak. Finallere kalıyor ama kazanamıyor. Ne yapsın, iş arıyor ve Zonguldak kömür ocaklarında iş buluyor. İşe başladığı ilk gün göçükten iki madencinin cesedi çıkıyor. Sonra birgün Zonguldak'a tiyatro geliyor. O da arkadaşlarını toplayıp tiyatroya gidiyor. İmrenerek bakıyor sahneye. Arkadaşları o halini görüyorlar. Ustası ona 'arkadaş dur, sen buraya ait değilsin sen tiyatrocu olmalısın, Ankara olmadıysa İstanbul var' diyorlar. Ve maden arkadaşları yol parasını aralarında toplayıp onu İstanbul'a gönderiyorlar. O sanatçı Mücap Ofluoğlu'dur.
Programı işte böyle açtılar!
Sunay Akın'dan tokat gibi sözler!
Salonu ayağa kaldıran o soru!
Programın tamamını izlemek için TIKLAYIN!