Mehmet Altan'dan Ak Parti'ye şartlı destek!
Abbas Güçlü ile Genç Bakış'ta dün gece Akademisyen - Yazar Prof. Dr. Mehmet Altan ve Ceza Hukukçusu Ersan Şen İstanbul Süleyman Şah Üniversitesi öğrencileriyle gündemin önemli başlıklarını canlı yayında tartıştı.
İşte programın geniş özeti;
"AK PARTİ'Yİ YİNE DESTEKLERİM AMA..."
Prof. Dr. Mehmet Altan - Akademisyen-Yazar
BU PARLAMENTO 12 EYLÜL PARLAMENTOSU Referandumda siyaset istediğini aldı, söz verdiği şeylerin hiçbirini yapmadı, şimdi 60 tane maddeyi değiştirelim diyorlar. Bunların hiçbirinin anlamı yok. Çünkü bu parlamento 12 Eylül parlamentosudur.
İKTİDAR ANAYASAL SUÇ İŞLEDİ KİMSE SESİNİ ÇIKARMADI
Kimse detaylara bakmıyor ama şimdi Meclis'e bütçe gelecek ve iktidar fiilen anayasal suç işledi. Çünkü Sayıştay'ın denetim raporları olmadan bütçeyi parlamentoya sundu ve kimsenin gıkı çıkmadı. Parlamentoya gidenler konuşmaya değil susmaya gidiyorlar. Susmazsam bir daha beni seçmez diye.
AKP'Yİ YİNE DESTEKLERİM
Ben hayata siyasi partiler üzerinden bakmıyorum. AK Parti ilk geldiği zaman yaptığı reformları yine yapsın yine alkışlarım. 2002'deki AK Parti ile şimdiki kıyas kabul etmez. 2002'deki haline dönsün yine AK Parti'yi desteklerim.
KEMALİST GENÇLİK İLE DİNDAR GENÇLİK AYNI MANTIK
Dindar bir nesil yetiştirme meselesi sorun değil, sorun şu ki; bu devletin işi değil. Kemalist gençlik ile dindar gençlik aynı mantık. Çünkü devlet gücüyle bunu yetiştirmeye çalışıyorsun, temel hak ve özgürlükleri ihlal ediyorsun ve bireylerin tercihini ortadan kaldırıyorsun. Ve dindar nesil yetiştirmezsen tinercisin diye müthiş bir aşağılama var. O zaman devlet ve devleti elegeçiren siyasi iktidar, kendi istediğine göre bir toplum oluşturacaksa bunun demokrasiyle bağlantısı nedir? Benim ona itirazım var.
Üniversiteyle çatışan bir siyasi iktidarın geleceği yoktur. Bu insanları anlamak, demokrasinin özünde eylem olduğunu kabul etmek gerek. Herkes bana benzeyecek, ayran içecek, dindar olacak dediğin vakit bunun Kemalist bir mantıktan hiçbir farkı olmadığı gibi, bu toplumu patlatır.
12 EYLÜL REJİMİ DURUYOR İKİ YAŞLI ADAM YARGILANIYOR
Mevcut siyasi iktidar demokrasiyi kurumsallaştırmıyor. Kalıcı hale getirmiyor. Vesayeti kendi kullandığı kadar bir noktada tutuyor. 12 Eylül rejiminin vesayeti içinde tadilatlar yapıyor. Bu anlamda kamuda başörtünün serbest olması, and gibi tek parti döneminin gayri insanı bir söyleminin ortadan kaldırılmasına tabii ki desteğim vardır. Ama benim eleştirim bu tür tadilatlar yerine 12 Eylül rejiminin berheva edilmesi, YÖK'ten Milli Güvenlik Kurulu'na kadar herşeyin kalkmasıdır. Ama Ak Parti sistemi dönüştüreceğine o iki yaşlı adamı yargılamaya kalkıyor.
GEZİ PARKI EYLEMLERİ
Türkiye dış dünya için, askeri vesayeti geriletmiş, önemli demokratikleşme adımları atan, küresel ekonomik krizden fazla etkilenmemiş, önemli bir model ülke olabilecekmiş gibi dururken birden bire resmi açıklamalara göre 2.5 milyon insan sokağa çıktı. Bu kadar olumlu görünen bir ülkenin halısını kaldırıp altına baktılar ve bir dehşetle karşılaştılar.
Gezi Parkı'na çıkan insanlar neden bu kadar bunaldılar da alanlara indiler bunu sorgulamak gerek. Bir sağlıklı ülke bunların üzerine copla, gazla gitmez. Örneğin bu İngiltere'de olsa orada sistem bu hareketi aşağılamaz, küfretmez anlamaya çalışır. Bu sıkıntı otoriter, antidemokratik, bütün Türkiye'yi kendine benzetmek isteyen, şehirleri kasabalaştıran, tek tipleştiren bir üsluba kentlerin ve gençlerin isyanıdır. Sen bunu anlamadığın vakit insanları öldürerek, kör ederek, yahut hakaret edip, yok sayarak üstesinden gelemezsin. Onları dinlemek, anlamak ve ortaya çıkan sıkıntıyı gidermek lazım.
Anadolu'da bir törende bir başbakan yardımcısına biri saldırıda bulunmak istedi orada anında bütün emniyet değiştirildi ama Gezi Parkı sürecinde öldürülen çocuklardan hiçbirisinin faili bulunmadı.
Gezi Parkı'nda mesele, şiddete karışmayanlara uygulanan şiddettir.
TÜRKİYE BİR ULUS DEVLET DEĞİL DEVLETİN ULUS YARATTIĞI BİR TOPLUM Biz temel hak ve özgürlükleri uygulamıyoruz. Bizde vatandaşlık kavramı yok. Bizde Müslüman, Türk ve Sünniyseniz vatandaşsınız. Bunlara da temel hak ve özgürlükler verilmiyor da, bunların dışındakilere hiç verilmiyor.
Kürt meselesini bir siyasi mesele olarak düşünmemek lazım. Türkiye Osmanlının bakiyesidir. Bir ulus devlet değil devletin ulus yarattığı bir toplumdur. Ondan sonra da bunu hukuksal açılımlarla olması gereken noktaya taşımamıştır. Bu da bir tepkiye neden oluyor.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık kavramını hukuksal olarak hayata geçirmediği sürece, Sünni, Alevi, Türk, Kürt, Müslüman, gayrimüslim ayrımlarını devam ettirdiği vakit burada huzur olmaz. Buna tepki duyanları değil bu tepkiyi yaratan anlayışı eleştirmek ve kınamak lazım.
"HUKUKA AYKIRI DELİLLERLE SUÇ İSPAT EDİLEMEZ"
Prof. Dr. Ersan Şen - Ceza Hukukçusu
ÖNEMLİ OLAN ANAYASA YAPMAK DEĞİL UYGULAYABİLMEK
1982 Anayasası'nın, askerin ürünü olduğu için güvenini kaybettiğinden, sürekli değiştiğinden, ayrıntıcı olduğundan kaldırılması gerekir. Ama anayasa asla herşey demek değil. İsterseniz en iyi anayasayı yapın kanunları eşit ve dürüst uygulayamadıktan sonra gerçek amacına hizmet etmeyecektir.