İki hafta geçmesine rağmen, hâlâ uyanamayan Tunç ve Cehver’le girdiği çatışmada ağır yaralanan Mesut ölümle savaşıyor.
İki hafta geçmesine rağmen Tunç, hala uyanmamıştır. Mesut hastaneden bir dakika bile ayrılmadan oğlunun başında bekler. Metin, Tekin ve Zeliha da hastaneden ayrılmayan isimlerdir.
Cevher yeni kulübesindedir. Giray, kendisine çalışmaya devam eder. Patron Celalettin ile Cevher karşı karşıya gelirler. Celalettin, Cevher’in artık şehirde kalamayacağını söyler. Cevher buna iyice delirir. Celalettin, Cevher’e yeni işini verir. Cevher, Suriye sınırına girecektir.
Özgür Suriye Ordusu komutanlarından Sadi Rahmani, tedavi için İstanbul’dadır. Sadi, adamlarıyla beraber bir TIR ayarlamıştır. TIR ile birlikte sınırdan mühimmat geçirmeyi planlamaktadırlar. Cevher’in yapması gereken de mühimmata el koymaktır. Mühimmatı kendileri geçirip, Şam’daki adamlarına ulaştırmaktır. Cevher kendisine verilen iş için çalışmaya başlar. Bu sırada da Nusret Kaptan’ın yanına sığınır.
Mesut, Giray’a ulaşır. Giray’ı sıkıştırıp Cevher’in yerini öğrenir. Giray’ı bulunduğu lokantanın tuvaletine kelepçeleyip gider. Mesut yolda Cevher’e giderken Rıza Baba ve ekip, Mesut’un kelepçelediği yerde Giray’ı bulurlar. Mesut’un Cevher’e gittiğini öğrenip peşinden giderler. Ekip, balıkçı kasabasındaki teknenin yanına vardığında Cevher ve Mesut arasında çatışma başlamış, tekne de denize açılmıştır. Mesut, Cevher’i kolundan yaralar. Nusret Kaptan, Mesut’a ateş eder. Mesut vurulur. Cevher kendini toparlar ve Mesut’a ateş etmeye devam eder. Mesut çaresizce boğazın soğuk sularına düşer. Baba- oğul ikisi için de ölüme ramak kalır.