Daha gençliğinin baharında olan Cihan, beyincik dejenerasyonuna yakalanmıştır. Başta annesi Figen ve babası Muzo, bu haberle kahrolsalar da kızları Cihan’dan saklamak isterler. Fakat ikisinin bu uğraşı o kadar kolay olmaz. Zira Cihan, kendisindeki farklılığı anlamıştır. Devamlı bir hale gelen sakarlıkları, düşmesi ve el – ayak koordinasyonunun bozulması onun için oldukça can sıkıcı bir hal almıştır.

Cihan’ın doktoru da onun bu gerçekle yüzleşmesi gerektiğini düşünür. Figen ise kızlarının bu gerçekle yüzleşmesi için erken olduğunu savunur. Cihan, annesinin kendisinden bir şeyler saklayabileceğini düşünür. Hareketlerindeki değişimlerden sonra doktoruyla görüşmek için hastaneye gitmeye karar verir. Figen, bunu öğrendikten sonra Cihan’a engel olmak için hastaneye koşar. Doktor ile Cihan’ın odadan çıktığını gören Figen, kahrolur.

Cihan ile Hande, okulun düzenlediği geziye gitmeye karar verirler. Cihan, ailesinin izin vermeyeceğini düşünür ve gidecekleri yeri saklamak ister. Zira Ballıkayalar Kanyonu’na gidilecektir. Oldukça tehlikeli kayalık parkurları yürümek zorunda kalacaklardır. Cihan, Ali ile gittikleri bu gezide hiçbir şeyi önemsemez. Mahir, Cihan ile Ali’nin mutluluğuna tanık olmak zorunda kalır. İkilinin devamlı birlikte olması karşısında canı sıkılsa da bunu dile getirmez.

Gezide kayalıklara tırmanan gençler, büyük bir şok yaşarlar. Cihan’ın hastalığı etkisini gösterir ve dik kayalıklarda dengesini kaybeder. Cihan, Ali’nin uzattığı elini tutamaz ve aşağıya düşer.