101.jpg
THE HURT LOCKER/ÖLÜMCÜL TUZAK
Kathryn Bigelow'un Irak'ta savaşın ortasındaki bomba imha ekibini konu alan filmi 'The Hurt Locker' Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği tarafından yılın en iyi filmi seçildi, Amerikan Yönetmenler Birliği de En İyi Yönetmen ödülünü Bigelow'a verdi. Törende Avatar'la kapışacak olan 'The Hurt Locker' ile Bigelow, En İyi Yönetmen ödülünü alırsa Oscar tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş olacak ve Oscar kazanan ilk kadın yönetmen olacak. Aynı zamanda 'Avatar'ın yönetmeni James Cameron'ın eski eşi de olan Bigelow, sinefillerin favori yönetmenleri arasında yer alıyor. 'The Hurt Locker', 'Near Dark', 'Blue Steel', 'Point Break' gibi filmlere imza atan Bigelow'un 'Strange Days'le birlikte filmografisinin en iyi parçası kabul ediliyor. Senaryosunu Mark Boal'un yazdığı 'The Hurt Locker'ın başrollerinde Jeremy Renner, Anthony Mackie, Brian Geraghty, Guy Pearce, Ralph Finnesh, David Morse ve Evangeline Lilly yer alıyor.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Chris Hedges'in 'Savaşma arzusu güçlü ve ölümcül bir bağımlılıktır. Savaş bir uyuşturucudur.' sözüyle açılan film, dünyanın en zor işlerinden birini yapan, muharebe sırasında bombaları etkisiz hale getirmekle görevli askerlerin yaşamından bir kesit sunuyor. Çavuş James yeni atandığı görevinde , yüksek eğitim almış bir grup askeri şiddet dolu bir çatışmaya gönderir ve emir altındaki askerler Sanborn ve Eldridge'i ölümcül bir şehir muharebesinin içine salarak onları şaşırtır. James adeta ölüme meydan okurca kaygısız davranmaktadır. Askerler yeni ve vahşete eğilimli önderlerini zaptetmeye çalışırken, şehir de kaos ortamına dönüşür ve James'in karakteri, yanındaki herkesin hayatını değiştirecek şekilde açığa çıkar.
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kurgu, En İyi Müzik, Ses Tasarımı ve Ses Miksaj.
102.jpg
AVATAR
James Cameron'ın 'Titanik'ten 12 yıl sonra çektiği 'Avatar' son yılların en büyük sinema olayı kabul ediliyor. Cameron'ın 1994'ten beri kafasında olan proje 'Titanik'ten sonra çektiği 'Ghost of Abyss', 'Aliens of the Deep' gibi belgesellerle birlikte teknik olarak şekillenmeye başladı. Cameron bu belgeseller için üç boyutlu çekim yapabilen kameralar geliştirdi ve bu kameralar birkaç 3D filmde kullanıldı. Usta yönetmen, hikâyesini de geliştirdiği filmi teknolojinin yeterli olmaması, bütçenin fazla olması ve diğer projesi 'Battle Angel'a öncelik vermesi nedeniyle uzun süre hayata geçiremedi. Ama daha sonraki gelişmelerin Cameron'ın istediği şekilde gerçekleşmesiyle 'Avatar' çekime hazır hale geldi. 200 milyon dolarlık bütçe, daha önce kullanılmamış tekniklerle ve klasik Hollywood yıldızlarının olmadığı bir kadro ile birçok testten sonra Avatar'ın çekimine başlandı. Çekimlerin yapıldığı zaman konusu sır gibi saklanan filmden ilk bilgiler ve görseller gelmeye başladıkça filme olan merak da artmaya başladı. San Diego'da yapılan ön gösterimde filmi ilk izleyenler özellikle görsel açıdan filme hayran kaldılar. Gösterime girdikten kısa bir süre sonra bütün rekorları alt üst eden film en fazla hasılat elde eden film olmayı da başardı. Sam Worthington, Sigourney Weaver, Michelle Rodriguez, Zoe Saldana ve Giovanni Ribisi'nin başrolde olduğu 'Avatar', özellikle oyuncu hareket ve mimiklerini anında CG karaktere aktaran teknolojisiyle 3D için milat oldu.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Hikâye 22. yüzyılda, Pandora adlı bir uyduda geçer. Bir gaz devinin yörüngesinde dönen Pandora, on ayak uzunluğunda, mavi insansı görünümlü, kabile kültürünü benimsemiş, saldırıya uğramadıkları sürece barışçıl olan Na'vi halkına ev sahipliği yapmaktadır. İnsanlar, Pandora'nın havasını solunamadıkları için, akıl bağlantısı aracılığıyla kontrol edilebilen insan ve Na'vi karışımı Avatarlar üretirler. Felç olan Deniz Piyadeleri mensubu Jake Sully (Sam Worthington), bir Avatar olarak Pandora'da yaşamaya gönüllü olur. Bir Na'vi prensesine aşık olan Sully, kendisini Pandora'yı gün geçtikçe tüketen insan ordusu ile Na'vi halkının arasındaki çatışmanın ortasında bulur.
103.jpg
AN EDUCATION/ AŞK DERSI
İngiliz gazeteci Lynn Barber'in otobiyografisinden Nick Hornby'nin senaryolaştırdığı An Education/Aşk Dersi' ilk gösterimini Sundance Film Festivali'nde yaptı. Lone Scherfig'in imzasını taşıyan film eleştirmenler tarafından da yılın en iyi filmleri arasında gösterildi.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Yıl 1961... 16 yaşında zeki ve çekici bir genç kız olan Jenny Londra'nın banliyölerinden Twickenham'daki odasında Juliette Greco şarkıları söyleyip daha özgür ve Gauloise kokulu bir hayatın hayallerini kurmaktadır. Ergenliğin sıkıntılarında bunalmış her genç gibi Jenny de yetişkinliğe adım atmak için can atmaktadır. Okulunda oldukça başarılı bu genç kız, başaramadığı tek ders olan Latince'yi de sökerse babasının da öngördüğü gibi Oxford Üniversitesi'nde okuma hayallerini gerçekleştirecektir. Yağmurlu bir Londra sabahında Jenny'nin rutin hayatı uygunsuz bir aşık olan 30 yaşlarındaki David'in gelişiyle alaşağı olur. Şehirli ve zarif David, Jenny'nin okuldan kekeme flörtü Graham'ı gözden düşürmekte ısrarlıdır. Kızın aşikar beğenisinden güven alarak Jenny'nin tutucu ailesi Jack ve Marjorie'ü de baştan çıkarır ve yaşça büyük ve Yahudi oluşu gibi dezavantajlarını görünmez hale getirmeyi başarır. Kısa bir zaman içinde David Jenny'yi klasik konserler, arkadaş ve iş kontaklarıyla geç yenen şık yemekler; arkadaşı Danny ve onun güzel ama aptal kız arkadaşı Helen'in de dahil olduğu ışıltılı yaşama sürükler. David, Jenny'nin aldığı klasik eğitimi kendi anladığı şekliyle uyarlar ve onu havalı arabasıyla okulundan alıp sanat müzayedelerine, kulüplere götürür. Ebeveynlerinin uzun zamandır gerçekleşmesini bekledikleri Oxford hayallerinden uzak olarak yeni bir hayata sürüklenmiştir. David Jenny'yi baştan mı yaratacaktır yoksa onun geleceğini mi mahvedecektir?
104.jpg
DISTRICT 9/ YASAK BÖLGE 9
Yılın en büyük sürprizlerinden birini yapan 'District 9'ın yönetmen koltuğunda Neil Blomkamp var. Blomkamp'ın senaryosunu Terri Tatchell ile birlikte yazdığı filmin yapımcısı ise usta yönetmen Peter Jackson. Özellikle senaryosuyla büyük övgüler toplayan film, BAFTA'da da 7 dalda adaylık kazandı. Kısa sürede bilimkurgu hayranlarının favorileri arasına giren 'District 9' alt metinlerinin zenginliğiyle de yılın filmleri arasında bir adım öne çıkıyor.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
30 yıl önce uzaylılar dünyayla ilk bağlantılarını kurarlar. İnsanlar onlardan ya bir saldırı ya da büyük bir teknolojik ilerleme geleceğini bekliyorlardır. Fakat hiçbiri olmaz. Aksine, kendi gezegenlerinde son hayatta kalan uzaylılar sığınmak için dünyamıza gelirler. Tüm dünya devletleri onlarla ne yapacaklarını tartışırken, yaratıklar Güney Afrika'da "District 9" olarak tanımlanan bir yere geçici olarak yerleştirilirler. Artık, uzaylıların dünyada bulunmasıyla ilgili sabırlar tükenmiştir. Uzaylılar üzerindeki kontrol, Multi-National United (MNU)'a verilmiştir. Bu özel şirket eğer uzaylıların silahlarından yapabilirlerse muazzam paralar kazanma peşindedir. Fakat şirket başarısız olmuştur, çünkü silahların aktivasyonu için gereken şey uzaylı DNA'sıdır. Bir MNU çalışanı olan Wikus van der Merwe, DNA'sını değiştiren gizemli bir virüsü kapınca, insanlar ve uzaylılar arasındaki tansiyon had safhaya gelir. Aynı zamanda Wikus en fazla peşinden koşulan ve en değerli adamı olmuştur. O, uzaylıların teknolojisini çözecek anahtardır. Şimdi Wikus'un bulunduğu düşmanca ortamda saklanacak sadece bir yeri vardır: Yasak Bölge 9
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Görsel Efekt, En İyi Kurgu, En İyi Uyarlama Senaryo
105.jpg
THE BLIND SIDE
Otoritelere göre bu sene Oscar'a aday olması sürpriz olan filmlerin başında John Lee Hancock imzalı The Blind Side' geliyor. Sadece oyunculuk dalında adaylık kazanması beklenen filmin En İyi Film dalında aday sayısının 10'a çıkmasıyla adaylık kazandığı yorumu yapılıyor. Sandra Bullock'a En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre kazandıran filmin senaryosu da yönetmen Hancock'a ait.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Babasının kim olduğunu bilmeyen, annesi uyuşturucu müptelası, 13 kardeşin arasında kimsenin umursamadığı Afro Amerikan genç bir çocuğun hayatı sokaklarda geçmektedir. Okuma yazma bilmeyen, okulda son derece başarısız olan bu çocuk, Cumhuriyetçi zengin bir aile tarafından himaye edilmeye başlandığında hayatı değişecektir. Okulda futbola başlayan genç, sonunda kendi yeteneğini keşfetmiştir. Ve bir gün Ulusal Futbol liginin en çok aranan sporcularından biri olacaktır.
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Kadın Oyuncu
106.jpg
INGLOURIOUS BASTERDS/ SOYSUZLAR ÇETESI
Usta yönetmen Quentin Tarantino'nun son filmi 'Inglourious Basterds/ Soysuzlar Çetesi' Altın Küre ve diğer önemli ödüllerde 'Avatar' ve 'The Hurt Locker'ın gerisinde kalsa da Oscar'ın en önemli favorileri arasında yer alıyor. Tarantino'nun uzun zamandır aklında olan film adını Enzo Castellari'nin 1978'de çektiği 'İsimsiz Kahramanlar' filminden alıyor. Sinema tarihinin en orijinal savaş filmlerinden olan 'Inglourious Basterds' 2. Dünya Savaşı'nın bilindik, sıkıntı dolu, gerçek ve gerçek olmayan öykülerinin iç içe geçiriyor. Geniş ve uluslararası bir oyuncu kadrosu olan filmin başrollerinde Brad Pitt, Melanie Laurent, Christoph Waltz, Eli Roth, Michael Fassbender, Diane Kruger, Daniel Brühl ve Til Schweigeryer alıyor.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Shosanna Dreyfus ailesinin Hans Landa isimli bir Nazi albayı tarafından öldürüldüğüne tanık olmuştur. Shosanna bu olaydan sonra Paris'e sığınır ve yeni bir kimlik edinerek bir sinemanın sahibi olur. Bu sırada Teğmen Aldo Raine, Avrupa'da Yahudilerden oluşan özel bir timin başına getirilmiştir. Raine'ın çetesi ile casusluk yapan bir Alman aktris olan Bridget Von Hammersmark'ın yolları aynı amaç için kesişir: Üçüncü Reich'ın başındaki ismi yok etmek. Kendi intikam planlarını kuran Shosanna Dreyfus bu ilginç topluluğun arasına katılmakta gecikmez.
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Kurgu, En İyi Ses, En İyi Ses Miksajı
107.jpg
A SERIOUS MAN/ CIDDI BIR ADAM
'No Country of Old Men' ile En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil 4 Oscar kazanan Coen Brothers'ın son filmleri 'A Serious Man/ Ciddi Bir Adam' 7 Mart'ta düzenlenecek gecenin favori filmleri arasında yer almasa da 'En İyi Orijinal Senaryo' dalında bir sürpriz yapabileceği küçük de olsa bir ihtimal olarak görülüyor. Coen Brothers'ın her zaman olduğu gibi senaryosuna da imza attığı 'A Seirous Man'in başrollerinde Michael Stuhlbarg, Richard Kind, Fred Melamed, Sari Lennick ve David Kang yer alıyor.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Orta Amerika'da bir üniversitede fizik profesörü olan Larry Gopnik, karısı Judith tarafından terk edildiğini öğrenir. Judith, kendisine daha fazla değer veren Larry'nin iş arkadaşı Sy Ableman'a aşık olmuştur. İlişkisini gizlemeyen Judith'in evden ayrılması ile aylak kardeşi Arthur'un eve taşınması ve tüm sorumluluğunu Larry'e yıkması bir olur. Oğlu Danny'nin ciddi bir disiplin sorunu vardır ve kızı tam bir alışveriş delisidir. Larry'nin sorunları bununla da kalmaz, kendisine gönderilen sabotaj mektupları ve rüşvet teklifleri ile de uğraşmaktadır. Tüm bunların ortasında Larry yapayalnızdır, gerçek bir tavsiyeye ve yardım edebilecek bir arkadaşa ihtiyacı vardır; ciddi bir dosta...
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Orijinal Senaryo
108.jpg
UP/ YUKARI BAK
'Balonlarla tutturulmuş bu havada uçan ev simgesini bulduk ve dünyadan kaçmak adına tam da istediğimiz şeyi yansıttığını düşündük. Bir anda dünyanın aslında ilişkilerden ibaret olduğunu ve Carl'ın da bunu anlayacağını fark ettik.' (Pete Docter) Pete Docter ile Bob Peterson ikilisinin birlikte yazıp yönettiği 'Up/ Yukarı Bak' En İyi Animasyon dışında En İyi Film dalında da aday olarak büyük bir başarıya imza attı. 62. Cannes Film Festivali'nin açılışında gösterilen 'Up' gişede 727 milyon dolar hasılat elde etti. Christopher Plummer, John Ratzenberger, Edward Asner ile Delroy Lindo'nun seslendirdiği film hüzünlü ve komik hikayesiyle yılın öne çıkan yapımlarından biri oldu. 2001 yılının gişe rekortmeni filmlerinden 'Sevimli Canavarlar' ile ilk yönetmenliğini gerçekleştirmesinin ardından, Pete Docter, bir sonraki projesini aramaya başladı. İlk filmin ana fikri, çocukluğundaki merakından ve yatağının altındaki canavarlara karşı korkusundan kaynaklanıyordu. Vol-İ'nin ve birkaç projenin daha hikayelerini geliştirmek için zaman harcadıktan sonra Docter kendi hayatından almış olduğu bazı derslere döndü ve 'Yukarı Bak'ın fikrini bu şekilde geliştirmeye başladı.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
78 yaşındaki baloncu Carl Fredricksen, hayatı boyunca yaşamak istediği macera hayalini gerçekleştirmek için evine binlerce balon bağlayıp Güney Amerika'nın vahşi doğasına doğru yolculuğa çıkıyor. Ancak Carl, yolculuğa başladıktan sonra en büyük kabusunu da yanında götürdüğünü fark ediyor; fazlasıyla iyimser, doğa kaşifi 8 yaşındaki Russel.
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Animasyon, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Müzik , En İyi Ses Diğer Adaylar 05 - UP/ YUKARI BAK ( %0 ile 5. sirada )
109.jpg
UP IN THE AIR/ AKLı HAVADA
'Hayatının eksiksiz olduğunu düşünse de, çok önemli bir şeyi, daha büyük bir şeyin bir parçası olma sorumluluğunu görmezden gelen bir adamın bu gerçekle yüzleşmesine dair bir hikâye olarak gördüm. (Jason Reitman) Jason Reitman'ın yönettiği ve George Clooney, Vera Farmiga, Anna Kendrick, Jason Bateman ile Melanie Lynskey'nin oynadığı Up in the Air/ Aklı Havada'nın hikayesinin fikri Walter Kirn'ün romanıyla başladı. Reitman kitabı kendi yolculuğu etrafında gelişen senaryosunun çıkış noktası olarak kullandı. Başrol oyuncusu gibi gezgin bir film olan Up in the Air' neredeyse hiç yere inmeden, daima bilinmeyen bir yöne hızla ilerleyen bir film. Altın Küre'de aldığı adaylık sayısıyla Oscar'da da favori olacağı öngörülse de Up in the Air' de Avatar' ve The Hurt Locker'ın başarısının gölgesinde kalmaktan kurtulamadı.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Şirket küçültme konusunda uzman olan Ryan, yıllardır bir şehirden diğerine dur durak bilmeden uçmaktayken, birden kendisini biriyle gerçek bir bağ kurmaya hazır hisseder. Ryan, Amerika'nın bir ucundan diğer ucuna havalimanlarında, otellerde ve kiralık arabalarda geçen özgür yaşam tarzından oldukça memnun. İhtiyacı olan her şeyi bir valize sığdırabiliyor. Var olan tüm uçuş mili programlarının seçkin ve el üstünde tutulan bir üyesi. Üstelik hayatındaki en önemli amaç olan 10 milyon uçuş miline ulaşmasına da az kalmış durumda. Fakat Ryan'ın hayatında elle tutulur bir şey yok. Müdürü, genç bir verimlilik uzmanının etkisinde kalarak, Ryan'ı ebediyen yollardan çekmekle tehdit eder. Bu ihtimalle karşılaşınca, yere inmekten başta korkan Ryan, insanın bir evi olmasının aslında ne demek olduğunu düşünmeye başlar.
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Vera Farmiga ve Anna Kendrick), En İyi Uyarlama Senaryo
110.jpg
PRECIOUS: BASED ON THE NOVEL PUSH BY SAPPHIRE/ACI BIR HAYAT HIKAYESI
Lee Daniels'in yönettiği 'Precious/ Acı Bir Hayat Öyküsü' gerek öyküsüyle gerekse oyunculuklarıyla yılın en çok konuşulan filmlerinden oldu. Altın Küre'de de 'En İyi Drama', 'En İyi Kadın Oyuncu' ve 'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu' dallarında aday gösterilen ve 'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu' ödülünü kazanan film, Sapphire'in 'Push' isimli romanından uyarlandı. Oprah Winfrey'in yapımcılığını yaptığı film, aile içi şiddet, tecavüz, dışlanmışlık ve sefalet temalarını 16 yaşında bir genç kız üzerinden anlatıyor. Sundance Film Festivali'nde de En İyi Film ödülünü alan 'Precious'ta Gabourey Sidibe, Mo'Nique, Paula Patton ile Mariah Carey başrolde yer alıyor.
FİLMİN ÖYKÜSÜ
Clarice 'Precious'Jones, Harlem'de ona zulüm eden annesiyle beraber yaşayan 16 yaşında genç bir kızdır. Annesinin sevgilisi tarafından tecavüze uğrayan Precious aynı adamdan ikinci defa hamile kalmıştır. Eğitim hayatı da parlak gitmemektedir. Sınıfın 'sorunlu'kızı olmasından dolayı, okul yönetimi Precious'ı özel bir eğitim programına gitmeye zorlar. Burada benzer geçmişlerden gelen Afrikalı-Amerikalı genç kızlarla beraber yeni bir hayata adım atar. İdealist öğretmeni ise ona yeni bir umut ışığı olur. Precious, hayata farklı bir bakış açısından bakmaya başlar.
Filmin diğer adaylıkları: En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Kurgu, En İyi Uyarlama Senaryo