Erol, Nurten'i istemek için ayarladığı yaşlı bir amca ile birlikte karakola gelir. Bu amcanın elinde ise, isteme çiçeği yerine bir çelenk vardır. Erol bu çelenki bir cenazeden yürütmüştür. Nurten gördükleri karşısında şaşırır ve çok sinirlenir. Erol'un üzerine onu dövmek için atlar. Araya karakoldaki memurlar girer. Bu kargaşada Filiz, elindeki Hayati'nin olduğu resmi yere düşürür. Bu hengamede içeri giren Çaycı Vedat olanlar kendince yorumlamaya başlar. Yaşlı adamı cami hocası olarak düşünür ve ipler bu noktadan sonra kopmaya başlar. Filiz'in elinde gördüğü Hayati'nin resmi, çelenk ve hoca üçlemesi onda cenazeyi çağrıştırır. Hem de Hayati'nin cenazesi... Kendini yere atarak Hayati için dövünmeye ve ağlamaya başlar. Vedat'ın bu hali Hayati'nin içeri girmesi ile sevinç nidalarına dönüşür...