1. Teoriye çok zaman harcıyoruz
Yabancı bir dil en iyi yaşanarak ve deneyimleyerek öğrenilir. Biz ise işin teorisine çok vakit harcarken pratik yapmaya zaman bırakmıyoruz. Öğrencilik yıllarında, İngilizce'yi, sınavından geçer not almamız gereken bir ders olarak görüp sınavda çıkacak sorulara hazırlanmayı yeterli buluyoruz. Haliyle, İngilizce konuşma ve iş yapma vakti gelince "error" veriyoruz.
2. Öğrendiğimizi hızla unutacağımız bir hayat yaşıyoruz
Türkiye'de hayat ingilizce ile dönmüyor. İş dünyasında İngilizce ne kadar gerekliyse, sosyal yaşamımız İngilizce'den o kadar uzak kalıyor. Türkçe'nin güçlü bir dil olarak yaşamına devam etmesi için bu durum güzel bir gelişme olsa da sular seller gibi İngilizce konuşmayı öğrenerek kariyerinde ilerlemek isteyenler, pratik yapma şansını kaybediyor ve ardından okulda öğrenilen azıcık İnhilizce de uçup gidiyor.
3. Kulağımızla değil gözümüzle İngilizce öğreniyoruz
Okullarda veya özel kurslarda İngilizce eğitim metotları kulağa hitap etmiyor. Öğrencilere, İngilizce'nin nasıl yazıldığını ve Türkçe'ye nasıl çevrileceğini öğretmeye odaklanıyoruz. Sanki herkes İngilizce'den Türkçe'ye cilt cilt roman çevirip edebiyat çevirmeni olacakmış gibi işin okuma/anlama kısmına odaklanırken, konuşma yeteneğini gözden kaçıyoruz. Bu da zar zor öğrendiğimiz İngilizce'yi kısa süre sonra unutmamıza sebep olduğu gibi, bir yerde İngilizce konuşmak zorunda olduğumuzda tıkanıp kalıyoruz.
4. Kendimize uygun zamanda eğitim alamıyoruz
Beynimiz bir dili, bebeklikten itibaren yıllar süren duyma-anlama çabasıyla çok sancılı bir süreçte çözebilmişken, ikinci bir dili okulların hazırladığı ders programıyla önümüze konmuş birkaç saat içinde öğreneceğimizi düşünmek büyük bir hayalciliktir.
İngilizce kursları veya okullarda verilen İngilizce eğitimi, bizim öğrenmeye hazır olduğumuz anlarda değil, ders programının buyurduğu zamanlarda işlenir. Oysa her beyinin yabancı bir dil öğrenmek kadar zor bir işlemi kabul edebileceği, buna hazır olacağı anlar farklıdır. Bireyler, İngilizce'yi öğreneceği saatleri kendine göre belirlemediği sürece, zihni de o derslerin büyük kısmını sanki hiç olmamış gibi aklından çıkarıp atar.
5. Teknolojiden faydalanmıyoruz
İngilizce öğrenmek için hala klasik yöntemleri zorluyoruz. Oysa eğitim teknolojileri artık çok ilerledi ve bir sınıfta, bir okulda eğitim alma zorunluluğu ortadan kalktı. Kitapların üzerindeki testleri doldurup, kalem kağıtla ders işlemek için bir sınıfa doluştuğumuz eğitim sistemi, modern insanların ihtiyaçlarına ve hayat akışına cevap veremiyor. Oysa online eğitim, servisleri sayesinde dünyada on milyonlarca insan sürekli eğitim almaya ve kendini eğitmeye devam ediyor. İngilizce öğrenmek ve İngilizcesini geliştirmek isteyenlerde artık online İngilizce eğitimlerine yöneliyor.
6. İngilizce öğrenmek için doğru yöntem: Engoo Türkiye
Engoo Türkiye, internetin yaygınlaşması sayesinde dünya çapında büyük bir onay görmüş ve kendini ispatlamış, İngilizce öğrenmenin ve konuşma pratiği kazanmanın en doğru yöntemidir. Dünya çapındaki binlerce öğretmenin, Skype üzerinden online olarak öğrencilerle canlı sohbet ederek ders verdiği Engoo Türkiye, oldukça etkili bir öğrenme yöntemi sunar. Engoo Türkiye sayesinde İngilizce'yi sadece öğrenmez, rahat ve akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilme yeteneği kazanırsınız. Bu da özgüveninizi geliştirir ve İngilizce iletişim kurarken çok rahat olursunuz. Üstelik eğitiminizi kendi istediğiniz zamanda alırsınız. Öğrenmeye hazır olduğunuz anlarda, evinizdeki konforun içinde, Skype açarak dersinize başlayabilirsiniz.
2 yıldır Türkiye'de eğitim veren, Native ve Standart binlerce öğretmene sahip, binlerce öğrencinin de eğitim aldığı Engoo Türkiye aynı zamanda Türkiye'nin en büyük İngilizce okuludur. Engoo Türkiye şimdi 3-6-12 aylık uzun dönem avantajlı eğitim paketleri için %50 indirim imkanı da sağlıyor. Üstelik, ücretsiz olarak kayıt olduğunuzda iki deneme dersi almaya hak kazanıyorsunuz.
Bu fırsatı kaçırmadan İngilizce eğitime başlamak için Engoo Türkiye'nin web sayfasındaki online eğitim imkanlarını incelemenizi tavsiye ediyoruz.