“Bu yol hak yoludur, ölmek var dönmek yok” sözleri ile Manisa’dan yola çıkan Şehzade Mehmed, babasından sonra tahta geçmeye hazırlanır. Mehmed’in babası Sultan Murad’ın vefatından sonra hakkı olan tahtı almak için çıktığı yolculuk ve bu yolculukta yaşadıkları, Mehmed için hiçbir şeyin kolay olmayacağının göstergesidir. Edirne’ye ulaştığında ise Çandarlı Halil Paşa’nın saraya giden yolda nasıl bir tavır sergileyeceği ise merak konusudur.
Babası Sultan Murad’ın ölüm haberini alan Mehmed, zorla indirildiği tahta yeniden çıkabilmek için Edirne’nin yolunu tutar. Bu amansız yolda sağ kolu Delibaş ve adamlarıyla birlikte çetin mücadelelerle karşılaşmak zorunda kalır. Zira tahtın bir adayı daha vardır.
Konstantiniyye’de tutulan Orhan’a da bu haber Bizanslılar tarafından verilir. Bizans İmparatoru Konstantinos, Mehmed’in tahta geçeceği zaman yüzleşeceği tehlikenin farkındadır ve bu yüzden Orhan’ı desteklemeye karar verir. Osmanlı’nın, Orhan’ın Konstantiniyye’de kalması için yaptığı anlaşma Sultan Murad’ın ölümüyle son bulur.
Konstantinos, Orhan’ı bir Bizanslı kadınla evlendirmek ister. Böylelikle iki devlet arasında bir anlaşma yapılabileceğini düşünür. Orhan ile evlenmesi için idealist bir mimar olan Eleni seçilir. Eleni bu karara karşı direnmeye çalışsa da hiçbir sonuç alamayacağının farkındadır.
Mehmed, Bizanslıların kurduğu oyunların üstesinden gelmeyi başarır. Üstün zekası, karşılaştığı birçok problemin ortadan kalkmasını sağlar. Edirne’ye gelmeyi başaran Mehmed’i karşılayan Yeniçeri Ordusu, kolay kolay geçiş vermeyecektir. Çandarlı Halil Paşa’nın önderliğini yaptığı saray, Mehmed’e karşı direnmeye hazırlanır.
Lakin Mehmed yalnız değildir. Mara Hatun ve beyliklerin katılımıyla Mehmed’in yalnız olmadığı gösterilir. Çandarlı Halil Paşa çaresiz kalır ve Mehmed’i, sultan olarak kabul etmekten başka çareleri kalmamıştır. Tüm bu olaylara Orhan da şahit olur.
Mehmed’in ise tek bir gayesi vardır; o da alınamaz denilen Konstantiniyye’yi fethetmek!