Son dönemlerde Mabel Matiz bestesi “Lan” ile Türkiye’nin gündemine oturan ünlü şarkıcı Zeynep Bastık, Müzik Kanalları& Radyolar Genel Yayın Yönetmeni Fatih Uslu’nun konuğu oldu. Şarkının kendisine gelme hikâyesine değinen Bastık, “Mabel ile zaten çok uzun süredir birlikte bir şeyler yapmak istiyorduk. Geçtiğimiz Ağustos ayında Bodrum’a yolculuk ederken Whatsapp’ten bir ses kaydı geldi, ‘Zeynepcim ben seni düşünerek dün şöyle bir şarkı yaptım, beğenirsen üzerine konuşuruz.’ Ben şarkıyı dinledim, beğenmek ne kelime, nutkum tutuldu. ‘Bana vermek istediğine emin misin?’ diye sordum. ‘Tabii ki’ dedi, delirdik yani. Şarkı direkt ismi olan ‘Lan’ diye geldi. Asla başka bir isim olamazdı zaten. Dinleyince hiç de lan kelimesini argo bulmadım, argoyu çağrıştırmadı” diye konuştu.  

Bastık, şarkıyı ilk günden itibaren insanların ezberlediğini belirterek, okuma sırasında yaşadığı heyecanı ise şu sözlerle anlattı: “Şarkının genel okumasında ve sizin şu an duyduğunuz hali ilk okumamın yarısı aslında. Öyle bir duyguyla okudum ki, bazen öyle olur ya, ilktir yani. Üzerine yirmi kere uğraşsan da ilki gibi söyleyemezsin. Bu şarkı da öyle oldu. Duyguya çok takılıyorum artık, stüdyo tarafında bir şeyleri düzeltmek kolay ama o duyguyu vermek çok başka bir konu. O yüzden stüdyo şarkıcılığında duygu benim için ön planda ama Lan’ı ilk söylediğimde delirdim heyecandan. Daha ilk gün olmasına rağmen insanlar ezbere söylüyordu. Çok acayipti, sahnede söylemek bir başka oluyor özetle…”

SEZEN AKSU İLE DÜET YAPMAK İSTİYORUM

Bastık, düet yapmak istediğin bir kişi var mı sorusuna, “Sezen Aksu tabii ki. Hemen şu an olsa keşke. Çok çok isterim, o benim idolüm. Yabancı Türk diye ayırmıyorum. Sezen Aksu benim için bir dünya starıdır” diye cevap verdi.

SEZEN AKSU İLE İLK TANIŞMA: “SEZEN GÖREN MASUM KÖYLÜ”

Bastık, idolü olarak gördüğü Sezen Aksu ile tanışma hikâyesini de şöyle anlattı: “Sene 2014 sanırım, Sezen Aksu’nun stüdyosunda ama Sezen Aksu’suz bir kayıt alacağız. Stüdyosunu son derece alçak gönüllü ve koca yürekli biri olduğu için kullandırır. Biz de Murat ile başka bir proje için kayıt almaya oraya gittik. Sezen Aksu orada olsa haberimiz olurdu diye düşünerek gittik. Gittiğimizde Sezen hanımın içeride olduğunu söylediler, ben hiç tanımıyorum bu arada. 15 gün önce kadar da Murat’la birlikte Beyaz Show’a katılmıştık. Ben kayıt alıyorum, tamam dedim, yani oradaysa da ne yapacağım şimdi? Kapıyı çalıp ben Zeynep diye kendimi mi tanıtacağım, hiç benlik şeyler değil, çok çekinirim. Rahatsız etmek konusunda çok obsesifimdir. Tamam dedim, kayıt alalım, sonra ben kayıt alırken kaydın ortasında bir durduk, dediler ki: ‘Sezen hanım geldi.’ Ben dedim ki, ‘’Nasıl yani? Ben şarkı söylerken gelemez, şu an değil…’’

Sonra kayıt bitti. Beni dinlemek istediğini, sesimi duyup, merak ettiğini söylediler. Ben tabii ki de kayıt bittiğinde yanına gidip tanıştım. Bana dedi ki; ‘Aaa sen geçen haftaki Beyaz Show’da gördüğüm güzel kızsın. Seni hatırladım, ama bu sesin senden çıktığına inanamadım. Burada bir sürü kayıt olur, ben çok çıkmam. Sen nasıl şarkı söylüyorsun, senin boğazında bülbül mü var?’ dedi. Ben orada bayıldım. Teşekkür ettim, ilk orada tanıştık. Murat da fotoğrafımızı çekip, ‘Sezen gören masum köylü’ diye paylaşım yaptı. Çok acayipti benim için.”

Radyo programında, ilk sahne deneyimini de anlatan ünlü şarkıcı, “Çok heyecanlı ve gergindim. 17 yaşındaydım, 18 olmak üzereydim. Gerçekten normalde evde çocukluğumdan beri yaptığım şeyi şu anda tanımadığım insanlara mı yapıyorum gibi bir duygum vardı aslında. Çok küçüktüm, şu anda 17-18 yaşındakilere inanamıyorum. Özgüven patlaması yaşıyorlar. Ben o kadar özgüvenli değildim. İlk İzmir’de sahne almıştım. Sevecekler mi? Ne hissedecekler, beğendiler mi, sesim gerçekten güzel mi? gibi sorularla yaptığım bir sahneydi. Ama hatırlıyorum, baya iyi geçmişti” dedi.